Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

TARİHTE PROVAKASYONLAR VE ALEVİ BEKÇİLER

Mustafa Elveren – Em.Öğrt.

6 Eylül 1955 günü Hukuk fakültesi öğrencisi Oktay Engin isimli şahıs tarafından Selanik’te bulunan Atatürk’ün doğduğu evinin bahçesine bomba atmak suretiyle, provakasyon gerçekleştiriliyor. Daha sonraki yıllarda bu şahsın Türkiye’nin Yunanistan Büyükelçiliği ile ilişkili olduğu tespit ediliyor.

Bu provakasyonla birlikte, 6-7 Eylül 1955 tarihinde Türkiye’nin bazı illerinde başta Rumlar olmak üzere, tüm azınlıklara saldırılar yapılmış, onlarca kişiyi katledilmiş ve malları yağmalanmıştı.

MGK Eski Genel Sekreteri Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun ölümünden önce gazeteci Fatih Güllapoğlu ile yaptığı bir röportajda“6–7 Eylül bir Özel Harp işiydi ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı” dediğini basından öğrendik. Bu sözlerden de anlaşılmaktadır ki, başta Rumlar olmak üzere, Türkiye’de yaşayan tüm azınlıktaki halkları yok etmeye yönelik bir “kırım” olduğunu söyleyebiliriz. Maalesef, bundan başarılı da olmuşlardır.

23-24 Aralık 1978 yılında Maraş’ta ve 02 Temmuz 1993’te Sivas’ta  Alevilere yönelik yapılan katliamlar ile 1955’teki 6-7 Eylül’de azınlıklara yönelik yapılan vahşetin birbirine çok benzediğini, hatta neredeyse tıpa tıp aynı olduğunu görmekteyiz. Öyle ki, Maraş Katliamı’nı örnek vermek yeterlidir sanırım. Sinemanın bombalanmasından önce Elazığ, Gaziantep, Malatya, Adıyaman gibi çevre illerinden maşa olarak kullanılacak katilleri otobüslerle Maraş’a taşımışlar ve günlerce önce bu provakasyonun hazırlığını yapmışlardı. Maraş ve Sivas Katliamları da “Özel Harp işiydi”. O nedenle, bu güne kadar failleri ortaya çıkarılmamıştır.

Öyle bir yapılanmadır ki; bazen Gladio-Kontrgerilla, kimi zaman da TİT-Hizbullah, Derin Devlet-Özel Harp, bu gün ise, Ergenekon  ismi ile karşımıza çıkmaktadır. Esasen bu tür isimlerle adlandırılması bana gerçekçi gelmiyor. Çünkü, geçmişte gerek NATO ülkeleri ve gerekse dağılmış olan SSCB’nin bu tür örgütlemeleri oluşturduklarını ve birbirlerine karşı kullandıklarını artık bilinen bir gerçektir. Yani devletin kendisidir.  Ancak, Türkiye Devleti bu örgütleri kendi öz vatandaşlarına karşı da kullandığını söylemek durumundayız. Örneğin; İstanbul-Taksim’de 1Mayıs katliamı, Maraş’ta, Sivas’ta, Susurluk’ta, Şemdinli’de, Mersin’de, Trabzon’da, Adapazarı’nda yapılan provakasyonlar ile Hrant Dink’in katledilmesi ve Malatya’da yapılan cinayetlerle bu yapılanma açığa çıkmış bulunmaktadır.

 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül  darbelerinin bu örgütlemenin desteğiyle yapıldığını söylemek mümkündür. İşin ilginç tarafı ise, bu darbeler hep “vatan-millet-bayrak ve Atatürkçülük sevgisi”yle yapılmıştır. Diğer ilginç bir durum da, halkların en küçük bir demokratik isteğini “bölücü-yıkıcı” olarak değerlendirip, kendi vatandaşlarının bir bölümüne “bölücü” diye diye Türkiye’yi bölünme aşamasına getirmeleridir. Türkiye’de bu “vatanseverler” olduğu sürece, Nazım gibi “vatan hainleri” de olacaktır.

Padişah’ın ismini Cumhuriyet olarak değiştirmekle ülkemiz laik ve demokrat olamaz. Ülkemizde olmayan “Laiklik” adına kurulan ve Devletin önemli bir din kurumu olan Diyanet’in aracılığıyla “Türk-İslam” sentezli tornasından bu güne kadar hep “vatanseverler” üretildi.

Öyle bir düzen oluşturdular ki, Türkiye’de yaşayan milyonlarca Alevi’yi isminden başka hiçbir ilgisi olmayan bu Cumhuriyetín bekçisi ve yine adından başka her uygulaması sahte olan “Laiklik”’in da sigortası yaptılar. Duruma göre, tehlikeli gördükleri anda şalteri kaldırıp sigortaları attırıyor, kurnazca yangın çıkarıp, bekçiyle birlikte kulübeyi de yakabiliyor. Üstelik “Her şey vatan için” yapıldığını söyleyerek, bu cinayetleri kutsallaştırıyor.

Tüm bu sahtekarlıklara ve cinayetlere rağmen, 12 İmamlardan Mehdi’nin Atatürk olarak geri döndüğünü söyleyen Alevi örgütlerinin başına çöreklenmiş bazı sigortalı bekçilerin görevlerini layıkıyla yaptıklarını hala görmekteyiz.

Osmanlı’dan beri sistem pek değişmedi, hala aynen işlemeye devam ediyor. Padişah’ın “Hamidiye Alayları”yla Kürtlere koruculuk, bu kurumun adının cumhuriyet olmasıyla birlikte Alevilere de koruculuğun diğer ismi olan bekçilik görevini verdiler. Korucuların ve bekçilerin bazen yaramazlık yaptıklarını gördüklerinde ise, provakasyonlar yaratarak birbirlerine vurduruyorlar. Diğer taraftan Türkleri de uyuşturarak, düzenlerini devam ettirdiler.

Ne yazık ki, ülkemizde bu gün de aynı yöntem uygulanarak hala devam etmektedir. Kürtlerin koruculuktan, Alevilerin de bekçilikten ve Türklerin ise uyuşukluktan arınmaları halinde halkların birlikteliğini sağlamak mümkündür.

06.09.2008

Mustafa Elveren

E-Posta Adresi : mustafaelveren@gmail.com

WEB : www.gomanweb.com


E-POSTA İLE GELEN YORUMLAR

Yazılarınızı zevkle okumama rağmen  içimde bir şüphe var

Yazılarınızı zevkle okumama rağmen  içimde bir şüphe var.Ne demek Kürt Alevileri,Türk Alevileri? biz alevileri bu seferde bu şekilde bölmek istiyorlar.Alevileri bölerek şafii Kürtler kendilerine yedeklemek istiyorlar.Bu gidişatta bence çok tehlikeli bir oyun.Bu güne kadar Kürtlerin özgürlüğü diye alevi genci kalmadı işkenceden geçirilerek çogu öldürüldü,sakat bırakıldı. Ama apo efendi helikopterlerle gezerek dağdaki gerillalara emir verebiliyor.Bu helikopteri kim veriyor ona,devletin kuş uçurtmadığı hapishanesinden nasıl dışarı çıkabiliyor? Bunlar sizlerin kafasında bir soru işareti bırakmıyormu? Bu ne biçim iş?Dmekki Ugur Mumcunun Apo için söyledikleri doğru.Yani; Devletin ajanı olduğu.Artık Kürt veya Türk Alevileri akıllarını başlarına almalılar ve bir yumruk olmalılar. Yobazlarla,şeriatçılarla devlet kurulmaz Türkiye bizim öz ülkemiz el ele vererek ülkemize demokrasi getirmeliyiz parçalanma değil.Yobazlığa ,her türden ırkçılığa, karşı.Mustafa Kemalde eleştirilmeli ama hakaret etmeden.Ben Kemalist biriyim ama bütün insanlarıda seviyorum,Bu ülke  Ermenisiyle,Rumuyla,Kürdüylü Türkiyle,Hiristiyanıyla herkesin sadece eğemen olan Sünni müslümanların yani kaypakların değil,
Dostça selamlar
H,B

Birilerine Tutunarak "ÖzgÜrlÜk" Olmaz

Mustafa Bey Merhaba,
 
yazinizi begenerek okudum. Yanliz bir konu var ki, kimse o konuya dokunmak istemiyor "din" gibi... Bu konu "Ataturk". Bu yazida
Ataturk'ten de bahsedilmeliydi. Bu gunumuzdeki yasanan muslumanlik ( ya da dinler desek daha dogru olur kanimca) kadar carpik bir konu. Kimse dokunmuyor. Her resmin yaninda, bir Ataturk resmi acikliyor sanirim boyutlari. Nasil fasist olmak kolaysa bizim ulkemizde, Ataturkcu olmak da ayni sey. Birileri nasil sorgusuzca dine yapismissa, diger bir grup da ataturklerine yapismislar. Yorgan gibi ortmusler her aciklarini. Fakir, yoksul, her turlu milliyeti icinde barindiran bir imparatorluk artigi insanlar, "cumhuriyet" kurdular. Bu hikayeden ancak "masal" olur ki yillarca bu masali beynimize islediler. Hala da tam gaz devam. "cilgin turkler":-))) gulunc gercekten. Hala "Turk" demekten rahatsizlik duymuyorlar. Kendi hirslari ve intikamlari pesinden giden diger fasist liderlerden ne gibi bir farki var? Diger tabular gibi, Ataturkun de tartisildigi bir ulke ozlemindeyim...


Aleviler, gercekten iyi bekcileriz. Adam (onlarin gozunde, yoksa cogumuz insaniz) yerine konsunlar da bir gorev alsinlar, "Ali" kesilirler. Lider olmaktan dogustan vazgecmis bir toplumuz. Bize yapmadiklarini birakmadilar, hala sevgi, kardeslik vs... Hala simdiki siyasetcilerle dirsek temasinda olan, "bekcilik"ten "saray dalkavuklugu" na soyunanlarimiz ("miz" diyorum ama, dil surcmesi)var. Dinayetten medet umanlar var.
 
Ben, mevcut siyasetlere yanasip, bekcilikten oteye gidememektense, yigitce, kendi siyasetimizle gelmekten yanayim. Birilerine tutunarak "ozgurluk" olmaz. Idare ederek, kopruden gecinceye dek, olmaz. Salt Alevi kimligiyle de olmaz bu isler. Felsefesiyle, tum insanlara kucak acacak bir yapi ile olur. Sovenizmle degil...
 
Ben, soyuma,  inancima kasttetmis bir siyasetin savunucusu olamam. Ben Ataturkcu degilim, olmadim, olmayacagim da. CHP kandirmacasindan ve ninni kivamindaki tum dinletilerden bir gun uyanmak dilegiyle...
 
Saygilarimla
 
 
Filiz Yildirim


yazini okudum avrupada degil ama türkiyedeki alevilerin %85 ataturkcu cumhuriyet ti sindirmis insalardir ve butun cem evlerinde ataturkun resmi vardin lutfen alevileri kürt siyastine karisitmayin en azindan%85 adina soyluyorum ve turkidekiler adina soyluyorum ve turkiyedeki aleviler kurtte olsa turk ust kimligini kabul ediyor ama siz genede benim soylemlerini cidiidye almayin keindiniz sahkulunda guneslide bagcalirda ve kartaldaki cem evlerine bizzat gidip arastirin ve gorun
 

evren yasin

evren8282@hotmail.de

08.09.2008 / Gomanweb

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu