KÜRT-ALEVİ-TÜRBAN
SORUNLARI ÇÖZÜLEBİLİR Mİ? Mustafa Elveren – Em. Öğrt. İster siyasi bir simge olsun, ister dini inancı gereği olarak olsun, Türkiye’de Kürt ve Alevi meselesi gibi bir de türban (başörtüsü) sorunu oluşmuştur. Hak ve özgürlüklerin kullanılması bir bütündür. Yani inanç (ibadet dahil) özgürlüğü ile düşünceyi ifade etme özgürlüğünü birbirinden ayrı tutmak demokrasi kurallarına uymaz. Esasen Türkiye’de demokrasi sorunu vardır. Herkesin özgür olması gerekliliğine inanarak demokrasi mücadelesinde yerimizi almalıyız. Dolayısıyla, Ak Parti Hükümeti ve Başbakan, sadece başörtüsü ya da türban meselesiyle değil, aynı zamanda Alevi ve Kürt sorununu da Anayasal güvenceye almalıdır. Hem de bir an önce yapmalıdır. Bunları yapmak için mutlaka toplumun tüm kesimleriyle mutabakat sağlanmalıdır. MHP ile anlaşarak sadece türban sorununu gündeme taşımak, siyasi çıkar hesaplarını yapmak, Türkiye’ye çok zarar vereceğini düşünmekteyim. Böyle ayrımcı bir mantıkla bu sorunları çözmek mümkün değildir. Zaten inandırıcı da olamaz. Eğer Başbakan AB yolundaki ilerlemeyi kabadayılık yaparak geciktirmeseydi, ilişkileri askıya almasaydı, belki demokrasi açısında “bir arpa boyu yol almak” mümkün olabilirdi. Bu nedenle, ben Ak Parti’nin Kürt-Alevi-Türban (Başörtüsü) sorunlarını çözeceğine inanmıyorum. Çünkü, Başbakan’ın Alevilerle ilgili nasıl bir açılım yaptığını hepimiz gördük. Alevileri Müslümanlaştırmak, Cemevi’ni de cami statüsüne kavuşturmak açılımından başka bir şey değildi. Zaten görüldü ki, birkaç dernek haricinde Alevilerin büyük çoğunluğu bu oyuna katılmadılar. Kürt meselsi konusunda ise, Milletvekili Seçimlerinden önce Diyarbakır’da yaptığı bir konuşmada Kürt sorununun var olduğunu ve bu sorunu mutlaka çözeceğini söylemişti. Böylece Kürtlerden büyük bir oy desteğini alarak, yeniden hükümeti kurdular. Ancak, hükümet olduktan sonra, Kürt Sorununu da “din kardeşliği” çerçevesindeki çözümü esas aldıkları anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, bu günlerde gündeme taşıdıkları Türban ya da başka bir deyimle başörtüsü sorununu MHP ile anlaşarak tek taraflı çözme gayreti içinde olduğunu görmekteyiz. Kısacası, her şeyi İslam zihniyeti içinde çözeceklerini sanıyorlar. Tüm bu söylemlerine rağmen, AKP’nin şeriatçı bir parti olduğunu söylemek doğru bir tespit olmaz. Böyle bir anlam çıkarılmamalıdır. Aslında, bunlar ABD’nin Ortadoğu Projesi’ni oluşturan Türkiye’deki birer parçalarıdır. Onun için “şeriat getirirler” söylemi bana pek gerçekçi gelmiyor. Burada Ak Parti yöneticilerine ve Hükümeti’ne kendimce doğru bulduğum bir uyarıyı yapmak istiyorum. Türkiye’de öncelikle kürt-alevi-düşünceyi ifade etme özgürlüğü konusunu, yani demokrasi sorununu çözmeden türban meselesini çözmek mümkün değildir. Çünkü, bu öncelikli sorunları çözüp, taraftarlarının büyük desteğini arkanıza alırsanız, o zaman türban sorununu çözebilirsiniz. Aksi halde, MHP ile anlaşarak, Kürt ve Alevi sorununu İslam makyajı ile kapatarak, türban sorununu çözmeye kalkışmanız, toplumda daha büyük gerginliklere ve çatışmalara yol açabilir. Ki, böyle olacağı bellidir. “Görünen köy kılavuz istemez”. Konuyla bağlantısı olduğu için İki değerli yazardan birkaç alıntı yapmak istiyorum; “Düpedüz bir sınıf çatışması. Silahlar da laiklik ve şeriat. Ne var ki, çatışmanın tarafları kendini yanlış tanımlıyor. Bizde burjuvazinin yerini tutmaya çalışanlar kendilerini garip bir şekilde solcu diye tanımlarken, emeğiyle yarım yamalak geçinmeye savaşan ve emekten yana olması gerekenler de İslamcı ya da muhafazakar. (16.04.2007 Star- Mehmet Altan) “Ülkemiz değişmek isteyenlerle istemeyenlerin bir çatışma alanı olmaktan çıkarılmalı, değişim ve dönüşüm tüm güçlerin ortak eseri olmalıdır.” (Mahir Kaynak-19.01.2008 / Star) Bu sözlere katılmamak mümkün mü? Bence her iki tespit de gerçekçidir. İster beğenilsin, isterse beğenilmesin, türban çözümü ile ilgili Kendimce bulduğum bir çözümü burada önermek istiyorum. Kim bilir? Belki işe yarar! Bilindiği gibi askeri ve benzeri kamu kuruluşlarında bayanlara has halen resmi forma giyilmektedir. Bu formaların üzerinde küçük bir iki değişiklik yaparak kamu kuruluşlarında çalışan türbanlılar için sorun çok rahatlıkla çözülür kanaatindeyim. Örneğin, giyilen yazlık ve kışlık kepleri biraz daha genişleterek, saçlar kapatılacak hale getirilebilir. Aynı şekilde etek yerine pantolonu tercih etmek mümkündür. Şu anda Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın eşlerinin pantolon giydikleri gibi. Sadece renkleri ve desenleri değişik olacaktır. Onların da resmi törenlerde böyle bir tercih yapmaları mümkündür. Ancak, iki tercih hakkı olmalıdır. Birincisi kamu kurumlarında çalışan bayan personellerin şu andaki giyim tarzı tercihini yapanlara dokunulmamalıdır. İkincisi ise, biraz uzatılmış kep ve pantolon şeklindeki tercihini yapmak isteyenlere de bu olanak sağlanmalıdır. Valiliklerce yılda iki kez (Yazlık-Kışlık) olarak uygulamaya konulan genelgelerle bunu düzenlemek mümkündür. Zaten sorun bayanları kapsadığından, erkekler için yeni bir düzenlemeye gerek yoktur. Görüldüğü gibi çok basit bir uygulama ile sorun çözülebilir. Bu öneri size biraz komik gelebilir. Bence bu öneriyi dikkate alarak, üzerinde düşünülmesi ve tartışılması yararlı olacaktır. Resmi ideolojinin savunucuları laiklikten beslendiği gibi, Ak Parti de türbandan beslenmektedir. (Burada Alevi ve Kürt meselesinden beslenenlerin de olduğunu söylemek durumundayım) O nedenle, tarafların sorunların çözümü konusundaki samimiyetlerinden şüphe etmekteyim. Zaten ülkemizde birçok sorun komedi haline gelmiştir. Kimin daha ciddi ve gerçekçi önerisi varsa, onları da tartışalım. Aslında Hükümet tüm siyasi partilerin, derneklerin, vakıfların, sendikaların, çiftçi ve esnaf kuruluşlarının yani kısaca toplumun her kesiminden temsilcileriyle bir araya gelip, Kürt-Alevi-Türban sorununu ortak paydalarda çözmelidir. Ortak paydada oluşmayan çözüm, çözümsüzlüğü daha da derinleştirir. 30.01.2008 / Mustafa Elveren – Em. Öğrt.
|