XIRAN AŞİRET AGASI ALİRIZA EFENDİ ŪZERINE
1938
PİRO KAPLAN
Mazgirt ve Nazmiye arasindaki onlarca köy Xiran aşiretine mensup insanlardan teşekūldūr. Başlıca köyleri Kurcik, Pulan, Kastun, Ibemamut, Dalemer, Alxanan ve Xistan dir. Diger çevre köylerdede kısmen bulunmaktadırlar. Başta Pulan olmak ūzere bir çok
köy Bamasur ocagının talipleridirler. Ana dilleri ise Kūrtçenin Kurmanci ve Dimilki lehçesdir.
Ali Riza Efendi Bir Xiran aşiret lideri olarak Qurçikta oturmaktadirlar. 1938 yılına gelene dek kendi asiretin ile yukardaki köylerde kendi halinde bir yasam sūrdūrmektedirler. Tarim ve hayvancilik yapan asireti ile varlık sahibi bir insandir. Tarım
, hayvancilik ve ziraat ūrūnlerini ta Harputa kadar götūrūp satmakta. Çok rahat bir yaşam sūrdūrmekdirler. Kendi gūnlūk ugraşlar ile yaşamlarını sūrdūren Aliriza da digerleri gibi yaklaşan tehlikeyi ancak bir akşam ūzeri Qurçik,e baskin yapan bir suvari birliginin gelmesi ile farketmeye başlarlar
Gerisini Oglu ve şu anda 85 ( 2009) yaşinda olan oglu Musafa amcadan dinliyoruz. Aileden gelen agalik sifati Mustafa amca içinde kulanılmaktadır ama iki göz yıkık bir evde yalnız yaşayan ve sadece iki tane inegi olan ve onlardan beslenen Mustafa amca ve hanımının aileden
gelen o agalik sıfatı dışında bir agalıgı bulunmadıgı için bu sıfatı kendisi için kulanmıyorum. Dersimde aga söylemi sikçada sadece bir ūnvan olarak kulanıldıgını da belirtmek istiyorum. Onun bir zamanlar varlikli Xiran aşiret reisi Aliriza axanin oğlu olduğu ve kendisi ile birlikte tūm aşiretin bu gūn içinde bulundugu bu perişan halleri insana
yūrek sızlatan bir manzaradır.
Mustafa amca o zamanlar daha 14, 15 yaslarinda bir çocuktur. Ama o gūnden başlayan travmayı bugūne kadar hep yaşaya gelmiştir. O dönemi anlatmaya başlarkende göz yaşlarına hemen tutulmakta ve iki de bir sıkça “BİZE ÇOK ZULŪM YAPTlLAR “ cūmlesini tekrarlamasıydı . Kendi
ifadesi ile
“bir yaz akşamı ūzeri köyūmūze gelen sūvari birligi harmandaki ve tarladaki tūm bugday ve arpayi getirip kendi atlarının önūne yigdılar. Biz askerleri iyi karşıladık hemen yemek
yapıp tūm birlige yemek yedirdik. Kimsede çay yoken biz tūm askerlere kahve ikram ettik . Alay komutanı bir sūre dedemin yanına yaklaşarak beni gösterdi ve dediki bu senin tornunmu, dedemde evet deyince , sana bu torun yeter dedi. Dedem önce bu söze bir anlam veremedi, taki babamı gösterip onu beraber götūrecegiz onunda ismi var listede
dedigi ana kadar. Askerler babamı alıp Germisi/ Bulgurcular karakoluna götūrdūler. Germisideki karakol o zaman yeni açılmıstı. Eskiden sadece Muxundi ve Dirpanda karakol vardı. Babama iki gūn orada ona işkence yapmislardı ve iki gūn sonra babamı bıraktılar ve yarın Mazgirt’e gitmesini söyliyorlar.
Babam çok perişan bir halde eve geldi ayakta duramıyordu. Ona ragmen ertesi gūn atına binip Mazgirte gitti. Halbuki gitmeseydi belki de bir şey olmıyacaktı. Gidiş o gidişti o da tūm diger gidenler gibi bir daha
geri dönmedi. Ōldūrūldūgūnū duyunca çok perişan olduk. Adamlarimiz gidip Mazgirt Aktoprak ‘ta, Kertede ūst ūste yığılmış , kokudan yanına varılamıyan yūzlerce ceset içinde babamın cesedini bulup orada meşe agaçları içinde sakladılar ve ertesi gece gidip getirdiler”….
Ile devam eden anlatımda kendilerinin daha sonraki gūnlerde Dersim’den sūrgūn edilecekler arasina nasil katilarak Elazig’a götūrūlldūklerini ve orada da tūm kadin ve erkeklerin tipki nazi Almanyasında Alman SS birliklerinin transfer etikleri yahudi kafilelere uyguladıgı
uygulamaya benzer bir şekilde tūm kadın ve erkeklerin saçlarınin nasil sifir numaraya vurularak kara yuk trenine bindirildikleri ve tren kapılarının da dışarıda nasil çivilenerek sūrgūn yolculuguna çıkarıldıklarını sanki o gūnleri bir kez daha yeniden yaşarcasına bir zaman tuneline tekrar girerek anlatiyordu . Ūç , dört gūn sūren ve aç
susuz bırakılan 9 kişilik aile sūrgūnleri, daha sonra Uşak’ta indirilirler. Onları orada Akse köyūne yerleştiriler. Sūrgūn cezası 1947 yilina kadar devam eder . Tūm Dersimliler gibi onlarda af çikar çıkmaz hemen tūm eşyalarını bırakıp KUTSAL DERSIM’e geri dönerler.
Kendi anlatımında Mazgirt’te o zaman en az 1000 seçkin erkek öldūrūldū. Bu diger anlatımlarda ve diger kaynaklarda bu rakam 1500 olarak verilmektedir. Devlet daha önce ki katliam tecrūbelerini buradada kulanır ve bir toplumu yok etmenin yolunun o toplum her yönū ile seçkin
kişiliklerini yok etmekten geçtigini bildigi için kiralik ajanları vasıtası ile tūm seçkinlerin bir listesini çıkarırlar. Bu seçkinler hem halk önderi ve aydını gibi, hem mūlkiyet yönūnden agalari vede hem manevi önderlik yönūnde pirleride kapsayan bir arındırmadır. Biliyorlarki ancak bir toplumun hayat damarlarını bu şekilde kestikleri
zaman o toplumu bitirebilirler. Dersim kırımı ida edilenin tersine devletin zirvesinde ta 1935 yilinda plandıgı ve çikan belgelerde Mustafa Kemalín bilgisi ve istemi dahilinde sūrdūrūlmūştūr.
Gerek operasyon ile götūrdūkleri seçkinlerin yanısıra, baskın yaptıkları tūm köylerdeki filinta gençleri Mazgirte yolatmanın bir formulu olarak. Mazgirte gitmesini istediklerinden “şayet silahınız yoksa Mazgirte kadar gidip silahım yoktur beyanında bulunmanız lazımdır.
Mazgirte Gidip Silahım yoktur beyanında bulunuyorum demenin aslında devletin kendi arasında kulandıgı bir parola oldugu sonradan anlaşılmaktadır. Anlamı ise bu gelen kişiyi hemen katledin demekmiş.
Birleşmiş miletlerin yapmiş oldugu soykırım tanımında bir toplumlunun nufusunu azaltmaya yönelik toplu katliamları insanliga karşi işlenmiş soykırım suçu olarak kabul eder.
Erkeklerin agırlıkla kaltedildigi mazgirt , Hozat ve Ovaciga nazaran bir miktar şanslı sayılır. Orada çoluk çocuk demeden tūm insanların topluca nasil öldūrūldūklerini hala yasayan bazı canlı tanıkları vardır.
Çok kısa bir sūre önce internete dūşen ve yeni yeni bulunan bazı resimlerde o dönemde yaşanan bu vahşetin boyutları konusunda insanı dehşete dūşūrmektedir. Zamanla hicbir şeyin karanlikta kalmadigi dūnyamızda o dönemin Ergenekon devletinin işledigi tūm bu insanlık
suçlarının ve vahsetininde açıga çıkarılmasi gerekmektedir. Bu katliamın devlet arşivlerindeki tutanaklari ve belgelerinin gūn işigina çikarilmasının zamanı gelmiştir . Bu girisim o dönemde vahsice katledilen binlerce insanimizin kemiklerinin sızlanmasını giderecek ve yaşanmış bu kadar acıyı bir nebze azaltcak bir adım olur.
Ama oysa bunun yerine bugun Dersimde baska seyler yapilmakta ve Dersim cografyasi tıpkı 1938 deki gibi cografasida toplu bir kırıma tabi tutulmaktadir. Dersimde yapılan ve baziları biten ona yakın barajin amacı bizleri ve beraberimizde gūzelim Dersimi bu baraj
sularinda bogmaktır .
Piro Kaplan
www.lodek.be
PİRO KAPLAN'ın Tüm Yazılarına Bu Linki tıklayarak ulaşabilirsiniz >>
11.10.2009 / Gomanweb |