SENİ ÇOK ÖZLEDİK “GÖZÜM”
Mustafa Elveren (Em.öğrt.)
“Kürtçe bir klip yapacağım…” dedin ve bu klibi yaptın. Sayende resmi ideolojinin önemli bir tabusu yıkıldı ve demokrasi mücadelesinde bir adım daha atıldı. Ne yazık ki bunun bedelini çok ağır ödedin. En kutsal olan yaşam hakkını elinden
aldılar. Yani sen Paris’te bize veda etmek zorunda kalmıştın. O günden beri seni çok özledik “gözüm”.
Bu ülke seni anlamadı. O gün seni linç edenler bu gün sus-pus olmuşlardır. Sahnede “Onuncu Yıl Marşı” eşliğinde sana çatal-bıçak fırlatanlardan kimi günah çıkarmaya çalışıyor, kimisi de “Güneşi Gördüm” demogojisiyle Kürt halkını sümürerek
cebini doldurmaya çalışıyor. Bu güruhun ne kadar çıkarcı “vatan severler” olduklarını hep birlikte gördük. Seni linç eden o güruhun temsilcileri bu gün Meclis çatısı altında yeni Dersim 38 katliamlarını istiyor. Bunlar kandan ve şiddetten besleniyorlar. Ama sen bunların en önemli tabusunu kırarak, ipliklerini pazara çıkardın. Bunun için sana ne
kadar teşekkür etsek azdır.
Senin başlattığın yolda bu gün Türkiye’de bazı tabular yıkılmaya devam ediyor. Artık ülkemizin Başbakan’ı senden övgüyle bahsedebiliyor. Pirimiz Seyit Rıza’yı bir 19 Kasım gecesinde idam eden ülkenin bu ceberut rejimini değiştirip,
“demokratik cumhuriyet”e dönüştürmek ve sana layık olmak için elimizde gelen tüm çabayı harcamaktayız. Umuyor ve diliyorum ki, bu ülkenin cumhurbaşkanları ve başbakanları bir gün Mazlum Pirimiz Seyit Rıza’dan da övgüyle bahsedeceklerdir. Tabiki bu kendiliğinde olmuyor, senin başlattığın mücadelenin devamı ile olacaktır.
28 Ekim’de doğum günündü. Dersimli hemşehrim ve eşin Gülten Hanım senin adına açtığı sitenin ana sayfasına o gün resimlerinin yanında yanan mumları yerleştirdiğini gördüm. Ne yazık ki, 16 Kasımda da ölüm yıl dönümündür. Yani doğum günün
ile ölüm günün arasında 19 günlük bir süre vardır. O nedenle, geçen yıl seninle ilgili olarak yazdığım bir makalede şu öneride bulunmuştum; “16 KASIM SÜRGÜNDE ÖLENLERİ ANMA GÜNÜ İLAN EDİLMELİDİR”. Bu
önerimi bir kez daha yineliyorum.
Sürgünde kalmak o kadar çok acıdır ki, onu ancak bizzat yaşayanlar daha iyi bilirler. Hele bir de sürgündeyken ölmek, acıların belki de en büyüğüdür. Başta senin gibi önemli sanatçılar ve aydınlar olmak üzere, yüzlerce insanımızı sürgünde kaybettik.
Sen ülkemizde yetişmiş ender sanatçılardan birisin. Seni anlamak için senin müziğini iyi analiz etmek gerekir. O muhteşem yorumun olan Şafak Türküsü’nün melodisi yıllardır cep telefonumda yüklüdür. Cep telefonum her çaldığında seni
hatırlıyorum.
Sendikacı dostumuz Yılmaz Kızılırmak “Giderim” müziğinin eşliğinde senin için çok güzel bir slayt hazırladı. (GİDERİM >) Sevgili Yılmaz’a bu emeğinden dolayı çok teşekkür ederim.
“Vallahi biz dostu çok özledik”, vallahi biz seni çok özledik. “Gözüm” seni bir kez daha anıyor, hatıran önünde saygıyla eğiliyorum.
NOT: Ahmet Kaya’nın biricik eşi Dersimli hemşehrim Gülten Hanımın Ağabeyi Yusuf Hayaloğlu’nu da bu vesileyle saygıyla anıyorum. Bu iki canın kaybından dolayı büyük acılar yaşayan Gülten
Hanım’a sabırlar diliyorum.
13.11.2009
Mustafa Elveren
E-Posta:
mustafaelveren@gmail.com
WEB :
www.gomanweb.com
13.11.2009 / Gomanweb
E-POSTA İLE GELEN YORUMLAR
Sevgili Hocam, Ahmet Kaya, Yusuf Hayaloğlu ve Yılmaz Güney'ı anmak bir erdemliktir. Siz de onu yaptınız. Selamlar, mücadelenizden başarılar dilerim.
ALİ ŞEN / alisen2121@hotmail.com
Değerli Mustafa Hocam ;
Son yazmış olduğunuz " SENİ ÇOK ÖZLEDİK “GÖZÜM” adlı makalanizde yine her zaman olduğu gibi önemli bir konuya değinmişşiniz. Teşekkür eder başarılarınız devamını dilerim , selamlar.
KEMAL DOĞAN / ekim1917@hotmail.com
Sayın hocam Sizin aAhmet Kaya'nın anısına yazdığınız yazı www.kurdmuzigi.com adlı müzik haber sitemide
yayınlanmıştır. Bilginize
Rodi BAZ
|