DEMOKRASİ GÜÇLERİ MERSİN’DE BAŞARABİLİRLER
Mustafa Elveren – Em. Öğrt.
Türkiye’de bu güne kadar yapılan tüm seçimlerde olduğu gibi 29 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde de antidemokratik bir yarış olacaktır. Çünkü, siyasi partiler ve seçim yasaları bu duruma imkan vermektedir. Tüm aday listeleri parti
lideri ve kendisine yakın bir klik tarafından hazırlanmaktadır. Yani anlayacağınız seçimler de “TEK”lik zihniyetine göre yapılmaktadır. Ayrıca, bir taraftan TBMM’de düzen partilerine hazineden milyarlarca hatta trliyon lira para yardımı yapılmakta olup, öbür taraftan Meclis’te grubu bulunan düzen muhallifi Demokratik Toplum Partisi (DTP)’ne ise,
bir tek kuruş yardım yapılmamaktadır. Böylesi göstermelik seçimleri bize demokrasi nimeti diye yutturmaya çalışıyorlar.
Bilindiği üzere, 1999 yerel seçimlerinde HADEP Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan emekli öğretmen Alaaddin Erdoğan seçimi az bir farkla kazanmıştı. Ancak, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in o gün yurtdışı
seyahatinde olmasına rağmen, seçimin HADEP’ten alınması içn telefonla talimat verdiğini fısıltı gazetesinden öğrenebilmiştik. MHP-CHP-DSP kendi aralarında anlaşıp, “oy torbalarının bulunduğu yerde bomba var” yalanını uydurmuşlar ve sandık görevlilerinden toplanan sonuç tutanaklarını değiştirip, HADEP’in itirazını da reddederek, Demirel’in talimatı
doğrultusunda başkanlığı DSP’ye verdiklerini, ancak, Akdeniz beldesi belediye başkanlığını çok farkla kazanan HADEP adayı M.Fazıl Türk’ün başkanlığını önleyemediklerini, halen devam etmekte olan “ERGENEKON DAVASI” duruşmalarından da öğrenmekteyiz.
Bu kadar eşitsizliğin ve hukuksuzluğun yapıldığı bir ülkede demokrasi güçlerine çok görev düşmektedir. Böylesi durumlarda öncelikle demokrasi mücadelesinin verilmesi şarttır. Bu güçler, her şeyden önce kişisel ve ideolojik
çıkarlarını bir tarafa bırakıp, çok acil olarak bazı seçim bölgelerinde hemen bir seçim güçbirliğini oluşturmaları gerekmektedir. Bunun için Mersin, Dersim ve İstanbul gibi kentler pilot yerler olarak seçilebilir. Ben Mersin örneğini vermekle yetineceğim.
Bundan önceki seçimde dar çerçevede olmasına rağmen, İstanbul’da Ufuk Uras örneğindeki gibi başarmak mümkündür. Bu defa Mersin’de iyi bir işbirliği örneği verilirse, bu Türkiye’nin bir çok yerleşim birimlerinde de etkili olur.
Mersin’de bu seçimde başta Dersimliler olmak üzere, bir çok Alevi ve diğer demokratik sivil toplum kuruluşlarından DTP adaylarına destek verecekleri mesajini memnuniyetle öğrenmekteyim.
Diğer taraftan; Bu "oylar boşa gitmesin" görüşü her seçimde karşımıza çıkmaktadır. Bir kere bu görüşten artık gına gelmiştir.” (18.02.2009 / Teman Dep / Gomanweb). Geçmişte bir çok seçim bölgelerinde “Oyum boşa gider” bahanesi
Mersin’de ortadan kalkmış durumdadır. Bu saçma gerekçenin arkasına sığınan birileri hala varsa, bu dürüstçe bir davranış değildir.
Tüm demokrasi güçlerini İstanbul, Mersin ve Dersim’de bu sorumluluk duygusuyla hareket etmelerini diliyorum. Çok kimlikli ve renkli bir kişiliğe sahip olduğunu bildiğim Alaaddin Hoca’nın Mersin’de bu defa da seçimi kazanacağına
inanıyorum. Bizim amacımız dar iktidar anlayışı değil, geniş anlamda demokrasi mücadelesidir.
Ahmet Kaya’nın İstanbul’a, Hrant Dink’in Malatya’ya, Ahmet Arif’in Amed’e, Yılmaz Güney’in Adana’ya, Mazlum Doğan’ın Dersim’e, Nazim Hikmet’in Ankara’ya,… anıtlarını dikene dek demokrasi yolunda mücadelemiz devam edecektir.
23.02.2009
Mustafa Elveren
E-POSTA: mustafaelveren@gmail.com
WEB: www.gomanweb.com
23.02.2009 / Gomanweb
selam hocam yüreğine sağlık bu ezilen toplumun sizin gibi namuslu kalemlere ihtiyacı var dersim amed mersin ığdır ı mutlaka kazanmalıyız mustafa hocam selam ve saygılarımı sunuyorum
ali-karakas@hotmail.com
E-POSTA İLE GELEN YORUMLAR Mustafa
Elveren Hocaya ;
Hocam her yazınız gibi bu yazınızı da büyük bir zevkle okudum,her zamanki gibi güzel ve önemli yaklaşımlarınız var.
Fakat yazının sonunda “Ahmet Kaya’nın İstanbul’a, Hrant Dink’in Malatya’ya, Ahmet Arif’in Amed’e, Yılmaz Güney’in Adana’ya, Mazlum Doğan’ın Dersim’e, Nazim Hikmet’in Ankara’ya,… anıtlarını dikene dek demokrasi yolunda mücadelemiz devam edecektir.” Derken sanırım ufak bir
yanlışlık var. Ahmet Kaya’nın Malatya, Hrant Dink’in İstanbul olmalıydı diye düşündüm. Ahmet Kaya’nın Malatyalı olduğunu biliyorum. Hrant Dink’te İstanbulda Hunharca katledildi bu bakımdan size yazma gereği duyduM, selam ve sevgilerimle.
KEMAL DOĞAN / proleteradam@hotmail.com
Değerli Mustafa Elveren hoca,
Azizim,
mesajlarınız hepimiz adına özlemlerimiz ve halkımızın çıkarları adına bu haliyle dile gelmesinin büyük sevincini bildireceğim. Bu seçimler bir son düello olarak algılanması gerekmekte ve mutlaka kazanmak için tüm gücümüzü sarfetmemiz gerekmektedir. Önceki mesajlarınıza ek bu günkü önermenizde önemle ele
alınması gereken bir yaklaşımı dile getiriyor.
Sizlerle her zaman dayınışma içinde kendi kulvarımdan desteğimi belirtirim. Ben ve benim gibi düşünenler, ortak ülkemizin kader birliği halindeki farklıların özgürlük ve demokrasiyi talep ederken, bu ülkenin birimizin değil hepimizin olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Bir son düello gibi geçecek olan yerel
seçimlerde yapılması gerekenler öncelikle gerçek bölücü olan milliyetçi-ulusalcı çevrelerle farklılığımızı ortaya koymalıyız. Devletin kurum ve kuruluşlarıyla statüsünün dayatmaları altında bulunan ülkemiz bir kader seçimine yönelirke tüm etkinliğimizin harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum. Yeril seçimler hepimiz için bir boy ölçüsü
olacaktır...
Başarı dileklerimle baki selamlar.
|