DERSİM’İN MAZLUMLARI VE FESTİVALLERİ
Mustafa Elveren – Em. Öğrt.
Resmi ideoloji; genelde Kürtlere, özelde ise, Dersim halkına özel programlar uygulamıştır. Her türlü baskı, zulüm ve yasaklar başta olmak üzere, YİBO ve benzeri eğitim kuruluşlarıyla asimle etmeye çalışmıştır. Yani Dersim’i
Tuncelilileştirmiştir. Rejimin bu uygulamaları önemli bir oranda başarı sağladığını da görmekteyiz. Ancak, Seyit Rıza gibi çağımızın Dersimli Mazlum(doğan)lar sayesinde bu uygulama tam olarak amacına ulaşamamıştır.
12 Eylül diktatörlüğü döneminde de Dersim’e çok özel programlar uygulanmıştır. Önce, Kenan Güven isimli asker kökenli bir vali atadılar. Bu valinin ilk uygulaması, hemen hemen hepsi Alevi-Kızılbaş olan Dersim köylerine cami yapmakla işe
başladı. Arkasından Dersim’in tüm ilçelerine, köylerine, dağlarının yamaçlarına Atatürk büstünü yaptırdı. Sabah sporu adı altında her gün İstiklal Marşı töreniyle, Atatürk büstünü diktiği dağların yamaçlarında Dersim halkını koşturmaya, görevi süresince aralıksız sürdürdü.
Sanırım 1995 genel milletvekili seçimleriydi. HADEP’in Dersim birinci sıra adayı rahmetli Avukat Ali Demir, ikinci sırada ise, İbrahim Elveren idi. Bu seçimde HADEP’in Tunceli adaylarına destek sağlamak üzere, görevli olduğum okulda 20
günlük sağlık raporu alıp Dersim’e gittim. Hatırladığım kadarıyla, seçim kampanyası Mart ayında yapılıyordu. Çünkü, tüm partilerin konvoyları serbestçe dolaşırken, HADEP’in konvoyu sık sık güvenlik güçleri tarafından arabaların lastikleri varıncaya kadar aranıyordu. Avukat Ali Demir’in başındaki kalın yünlü külahı hatırlıyorum. Her an ölümle burun
buruna olmasına rağmen, çok cesurca bir seçim kampanyasını yürüttüğüne şahit oldum. O seçim kampanyasında, güvenlik güçlerinin her nokta aramasında Karların üzerinde ayaklarımın donacak kadar üşüdüğünü hiç unutmuyorum. İlk defa CHP’ye rağmen Dersim’de Ali Demir HADEP listesinde seçimi kazanmıştı. Ancak, Türkiye’de yüzde on barajını aşamadığı için
rahmetli Ali Demir TBMM’ne girememişti.
Tüm bu baskı ve sindirmeye rağmen, Çağdaş Mazlumların mücadelesi sonucunda; son çeyrek asırda yapılan seçimlerde, Dersim halkının büyük çoğunluğu tercihini hak ve özgürlüklerinden yana kullanmayı başarmıştır.
Yine son on yıldır devrimci-demokrat-sosyalist-çağdaş mazlumların öncülüğünde Dersim-Munzur isimleri altında siyasal ve kültürel içerikli festivaller yapılmaktadır. Bu festivallerden bazıları bölgedeki güvenlik güçleri tarafından
engellenmiştir. Engellenen bu festivallerin birinde bir çok demokratik sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle birlikte Sevgili Ferhat Tunç’un da Tunceli’ye sokulmadığını hala bu günkü gibi hatırlıyorum. Ferhat Tunç ve beraberindeki heyetler Tunceli-Elazığ il sınırında saatlerce bekletildikten sonra, buraya birer fidan dikerek, geri gitmek zorunda
kalmışlardı.
Artık, Seyit Rıza’nın torunları çağdaş mazlumlar tarafından bu engeller tek tek kaldırılmaktadır.
Artık, yurt içinde ve yurt dışında çok zengin içerikli Dersim-Munzur festivalleri yapılmaktadır.
Artık, genelde Kürtleri, özelde ise Dersimlileri, tüm Dünya tanımaya başlamıştır.
Bu yıl Almanya’nın Rusheim ve Bonn şehri olmak üzere, iki tane Dersim festivali gerçekleştirildi. Öyle anlaşılıyor ki, 29 Mart 2009 yerel seçim sonuçlarının atmosferi festivale de yansıdığını görmekteyiz. Benim açımdan bu pek iç açıcı bir
durum değildir. Çünkü, iki festival Dersim için henüz lüks sayılır durumdadır. Ancak, siyasi dengeler oturdukça, demokratik ortam sağlandıkça bu mümkün olabilir.
Bu yıl 30 Temmuz-2 Ağustos 2009 tarihleri arasında yapılacak olan “9. Munzur Kültür
ve Doğa Festivali” ile ilgili hazırlıklar tamamlanmak üzeridir. Şimdiden çok görkemli geçeceği anlaşılmaktadır. Özel sorunlarımdan dolayı ne yazık ki bu festivale katılamıyorum.
“9. Munzur Kültür ve Doğa Festivali”nin Dersim’in çağdaş mazlumlarına yakışır bir olgunlukta ve coşkusunda geçeceğini umuyor, Dersim belediye Başkanı ve
festival tertip komitesini kutlar, çalışmalarında başarılar diliyorum.
27.07.2009
Mustafa Elveren
E-Posta :
mustafaelveren@gmail.com
Web : www.gomanweb.com
27.07.2009 / Gomanweb
Hocam, Calismalarinizda basarilar diliyorum.
Mesajinizin giris cümlesi bana 3K imlemesini hatirlatti.
12 Mart askeri rejiminin ilk ayinda, 19071 Mayis ayi sonundaydi, Mahir Cayan ve Hüseyin Cevahir'in Maltepe'de bir evde mahsur kaldigi o kâbuslu günlerdeydi (Cünkü ayni günlerde--31 Mayis-- Sinan Cemgil , Kadir Manga ve Alapaslan Özdogan Nurhak'ta öldürüleceklerdi.) O günlerin heraketliligi icinde Vedat Türkali'ye gidip gazetelerde yazili olmayan
sol ici habeleri veriyordum (bir süre sonra gidemez olacaktim.)
Hic untmam: Bana "Hüseyin Cevahir kim, taniyor musun?" diye sorunca, Aydinlikta isci vwe köylülerin ürgütlenmesinin önemine vurgu yapan yazilarina (ve sanata-edebiyata ilgisine) dayanarak "agabey, aralarinda isci sinifina, emekci halk örgütlenmesine en yatkin arkadaslardan birisidir, Dersimlidir" dedim.
[Bizler simdi degil, o zaman da Tunceli'yi hakiki adiyla cagiridik.) Ben "Dersimlidir" deyince, Abdülkadir Agabey, "Eyvaah, desene 3K, gitti cocuk, gitti evladim. Onu sag komazlar. Ya simdi vururlar ya Emniyette pencereden atarlar" dedi ve izah etti: TKP Tarihinde en agir iskenceler Dersimlilere yapilmistir. Polis 1K, 2K, 3K diye tefrik gözetir.
Komünist, Kürt Komünist, Kürt-Kizilbas-Komünist"dedi ve 3K'lardan da illaki Dersimlilerin en fazla canini yakarlar. Görürsün o cocugu vururlar" diye üsteledi. Ben "yok, hedef gözetmeden hangisi olsa vururlar"desiysem de, Hüseyin öldü. Türkali, sonradan bana "gördün mü, sana söylemedim mi?" diyecekti.
Sagilar sunarim,
yalcin yusufoglu
Umarım festival yozlaştırılarak, Dersim'in Tuncelilileşme sürecinin bir parçası olmaya dönüşmez. kutlu olsun
. Evin Okçuoğlu
Mustafa hocam,
e-malini aldım okudum. Teşekkür ederim. Sitenize giriyorum. Dersim den haberleri sizden ve Dersim/Tunceli Emek Gazetesi’nden takip ediyorum.
‘‘İnsan yaşadığı yere benzer. Bu anlamda insan yaşadığı yere benziyorsa, yazarda yaşadığı yere benziyecektir’’ diyor,
sayın Edip Cansever.
Bu memleket’te 30 yıldır başımı yastığa veya kuru taşa koysamda, rüyalarımda hep (Desim) köyümdeyim.
Ben sizi, siz beni tanımazsınız. Yazılar, edebiyat insanları birbirine tanıştırır, görüştürür ve yazıştırır. Gazetenin yazılarında sizi tanıdım. Beni tanımak istiyorsanız, adıma veya (Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesi, Meşe Yolu Köyü (köşe
yazıları), Dersim Rhein Ruhr (köşe yazıları), Munzur derğisi, Dersim’de İklim, Dersim Post, Berfin Bahar, Tunceli (Dersim) Emek Gazetesi) ne girerseniz, beni tanımış olursunuz. ‘‘Her taşın altında varım’’ desem, yeridir. Selam, sevği ve saygılarımla. Hıdır Dulkadir
NOT: Munzur derğisinin 32. Sayısında yayınlanan ‘‘Kaybolan Kültür Mirasımız-HȆNİYO SIPE’’ ve Ağustos 33. Sayısında yayınlanacak olan ‘‘KORTU KÖYÜ’mden SEY QAJİ GEÇTİ -1860-1936’’ Derği ‘Baran’ kitapevinde satılıyor. Görüş ve eleştirinizi bekliyorum. Tekrar selam
Hidir Dulkadir / Kortu@web.de
28.07.09/ Duisbur
|