SERPİL CANİK: "Kuş olup güvercin donunu giyen
Uyan dağlar uyan Serpil geliyor"...
Serpil
kardeşimdi. Hayır! Hepsi benim kardeşimdi, canımdan bir parçaydılar. Bu
kalleş saldırıyla bizi kahrettiler ama yıkamadılar, yıkamayacaklar! Onlar
ne ilktiler ne de son olacaklar.
O, 1974
yılında Ankara'da doğdu Hayatının ilk yazında, yaşamın tadına daha yeni
yeni varıyordu. Ayrancı Ticaret Lisesin'den mezun olmuş, okuldayken staj
gördüğü bir kooperatif şirketinde çalışmaktaydı. 4. Geleneksel Pir Sultan
Abdal şenliğine gitmezden bir gün önce aldığı zamlı asgari ücret,
dersaneye gidip çok istediği İngiliz Dili öğrencisi olma umudunu öylesine
güçlendirmişti ki... ama eli kanlı zorbalar bunu istemiyorlardı.
Milyonlarca yumurta bırakan bir sürü örümceğin yaşadığı kafaları bunu
düşünebilir miydi?
Bir yanda
işinin yoğunluğu, bir yanda üniversite hayali onu hepimizin "aydınlanma
kalesi" saydıgımız Pir Sultan Abdal Derneği'nden ve faaliyetlerinden
koparamıyordu. Dernekte önce folklor sonra semah ekibinde sorumluluk aldı.
Semah dönmeyi
çok seviyordu, diğer arkadaşları gibî. Semahın aşığıydı.
Onun
yaşadıkları yaşayamadıklarından öylesine azdı ki! Dedim ya, ondokuz
yaşında taptaze bir fidandı o. Büyüyecek, kök salacak, dallarını göğe
uzatıp, masmavi gökyüzünü kucaklayacaktı, ya da bir söğüt ağacı gibi her
dalını, şırıl şırıl olan berrak nehre bırakacaktı.
Hepsi birer
fidandı. Taze fidanlara kıydılar, onları kırdılar. Ormansız, yeşilsiz
insansız bir ülke neye yarar.
Serdal CANİK