Mazlum Doğan'ı Övmekten Yargılanmak
Özelde Dersim’de genelde ise Kürdistan’da Newroz ateşi simgesi haline dönüşen
Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ı övmekten Türk mahkemelerinde yargılanmaktayım.
Köylüm ve ilkokul arkadaşım olan sevgili Mazlum Doğan ve Dersim 38 direnişinin
lideri Pirim Seyit Rıza ile ilgili yazdığım her satır Tunceli Cumhuriyet
Savcılığı tarafından “Suçu ve Suçluyu Övmek” gerekçesiyle soruşturma
konusu oldu ve bu soruşturmaların hemen hemen tümü mahkeme safhasına dönüştü.
Savcılık ve Mahkeme bununla yetinmeyerek, bu defa “MUNZUR FESTİVALİ’NDE
MAZLUM DOĞAN UNUTULMAMALIDIR” başlıklı yazımdan dolayı suçun özelliğini
değiştirerek “Terör” kapsamında Malatya Özel Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava
açıldığı yönünde bilgiler aldım. Bu güne kadar 7 tane dava ve o kadar da
soruşturma açıldığını biliyorum. Ancak, henüz bana tebligat yapılmamış
olanlarla birlikte şu ana kadar bu davaların sayısı 10’dan fazla olduğu
anlaşılmaktadır. Ayrıca, bağlı bulunduğum polis karakolu tarafından defalarca
ifade vermemin dışında iki kez de mal varlığı soruşturması kapsamında
bildirimde bulunmak durumunda kaldım.
Sevgili Mazlum Doğan’ı ve Pirim Seyit Rıza’yı övmek suçundan yargılanmaktan
şikâyetçi değilim. Ancak, bir türlü Türkiyeleşemeyen Türk Adalet(sizlik)inden
şikâyetçiyim. Çünkü bu çağda bu tür bir suçu kabul etmiyorum.
Bu
satırları yazdığım sıralarda Türkiye Başbakanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın
gazetelerde yayınlanan şu demecini Tunceli Cumhuriyet Savcısının dikkatine
sunuyorum: “Bir başbakan olarak adım atsanız, bir savcı size karşı hissi
baksa, hakkınızda dava açsa, bir ülkenin başbakanı o savcının elinde oyuncak
olacak. Sincan Hâkimi (Osman Kaçmaz) Cumhurbaşkanı Abdullah Bey’i aldı,
kendine göre dalgasını geçti. Benimle ilgili alt mahkemeler karar verdi. Aynı
kişi
MHP’den
aday adayı. Siyaseti nasıl bunların eline teslim edeceksiniz?…” (19.03.2011 /
Hürriyet)
Şimdi
aynı mealde Tunceli Cumhuriyet Savcısı için ben de bir yazı yazmış olsam bu
savcı tarafından derhal hakkımda yeni bir soruşturma daha açacağını tahmin
etmek zor değildir.
Yine
Türkiye Başbakan’ı 38 Dersim olaylarının “katliam” olduğunu söyledi. Bu gün
Dersim şehir merkezinde heykeli dikilmiş olan Pirim Seyit Rıza’yı ve katliama
uğrayanları övmek suç olabilir mi? Milyonlarca insanın meydanlarda yaptığı
etkinliklerle sahiplendiği Mazlum Doğan’ı övmek 21.yy.da suç sayılıyorsa, yüz
binlerce insan zaten bu suçu işlemektedir. Ben de bunlardan birisi olabilirim.
Dolayısıyla bu “suç”tan ceza da alabilirim. Ancak, AİHM sürecine kadar da
hukuki yoldan mücadelemi veririm.
Mazlum Doğan’ı unutmayacağız ve unutturmayacağız. Türk hukuk(suz) sistemi bu
kadar üzerime gelmesi, baskı altına alması Mazlum Doğan’ın sevgisinden beni
bir milimetre dahi geriletemez.
Bu
gün 21 Mart. İşte Kürtler Türkiye’nin her yerinde Newroz Bayramı kutlamaları
yapmaktadırlar. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim. Kürdler bir yandan
sevinci yaşarken, öbür yandan da hüznü yaşıyorlar. Çünkü her 21 Mart
Newroz’unda başta sevgili Mazlum Doğan olmak üzere, binlerce kürd insanı
hayatını kaybetmiştir. Halepçe katliamı hala hafızalarımızdadır.
Karakol-adliye-hastane üçgeninde boğuşurken, bu defa “Ferhat Tunç’u ve
Ahmet Kaya’yı Övmek Suç Sayıldı” başlıklı makalemde geçen şu cümle de suç
sayıldı; “…İnadına Pirim Seyit Rıza… inadına Mahir, Ulaş, Cevahir..,
inadına ibo…, inadına Mazlum Doğan…” dediğim için bu hafta yeni bir
davanın daha açıldığını ve tebligatın yapıldığını yeni öğrenmiş bulunmaktayım.
Bu davadan da 24 Mart Perşembe günü savunma yapmak üzere yine mahkemede
olacağım.
21.03.2011 / Tunceli Emek
|