Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

KÜRTLER, İTTİFAKLARIN İTTİFAKI VE ATATÜRKÇÜLÜK

Mustafa Elveren – Em. Öğrt

Bugün başta Türkiye olmak üzere, Dünya’nın bir çok ülkesinde; yoksulluğun, ezilmişliğin ve yolsuzluğun had safhaya ulaştığı böylesi bir dönemde, hala sol ve sosyalist  politikalarda pek fazla  ilerleme olmuyorsa,  bunun sebebini  uygulamadaki  hatalardan aramak gerekir.Sol ve sosyalist anlayışlar statükocu değil, değişime ve dönüşüme en yatkın  düşünce olmalıdır.Dünya siyasetindeki dengeleri gözeterek, ona göre politikalar üretmesi şarttır.Örneğin, Avrupa’da ve Ortadoğu’da yeni politikalar  oluşuyorsa, dengeler  değişiyorsa,  sosyalistler de politikalarını bu dengeleri gözeterek, yeniden  belirlemesi gerekir.Bu cümleleri okuyan bazı solcular hemen  en hafifinden “dönek, liboş, uzlaşmacı, düzenin işbirlikçisi.hatta kürtçü.vs” gibi ön yargılı laflarla beni yerden yere vuracaklarını bilerek yazıyorum.

Geçen yerel yönetim seçimlerinde SHP ile yapılan “Demokratik Güç Birliği” ittifakının doğru olduğunu ben de savunmuştum. Fakat, bu günlerde Sayın Murat Karayalçın’ın basında  çıkan açıklamalarını okuyunca, o ittifakın çok yanlış olduğunu bu gün ancak anlayabiliyorum. Bu aynı zamanda benim için bir öz eleştiridir. Zaten siyasette isabetli kararlar vermek her zaman mümkün olmayabiliyor. Türkiye’de siyasi partiler ve seçim yasalarının antidemokratik olması nedeniyle, bu ülkede siyaset yapmak, adeta ip üzerinde cambazlık yapmaya benziyor. Ülkemizde bu kadar çok cambazlık ve sahtekarlıklar oluyor ki, zaman içinde siyasette de yanlışlıkların yapılması insanlar tarafından artık  doğal karşılıyor. Yani bir nevi bağışıklık yapıyor. Aslında, önemli olan yapılan  hatalardan dersler çıkarmaktır. Bu deneyimlerden yola çıkarak, gelecekte siyaset sahnesinde daha doğru ve isabetli kararları verebilmektir.

Şu hususu vurgulamakta yarar görüyorum. Karşılıklı çıkarlar üzerinde yapılan geçici ittifaklar ve işbirlikleri her zaman sağlıklı sonuçlar vermeyebilir. Bu durum kürt siyaseti açısından da geçerlidir. Kürtlerin var olan siyasi örgütleri arasında   zaman zaman karşılıklı parti çıkarları üzerinde geçici ittifakların yapıldığını biliyoruz. Kimi zaman geçici ittifakları dahi yapamadıklarını bile gördük. Peki ne yapmalı?

Bu gün SDP-EMEP-DTP, bazı sosyalist grup ve aydınlarla yapılan stratejik bir işbirliği mevcut ise de, ancak, yeterli değildir. Bunlarla beraber liberal demokrat Türk ve Kürt örgütleri ile şahsiyetlerini de içine alacak şekilde genişletilmelidir. Statükoculara karşı stratejik bir işbirliği çerçevesinde olmalıdır. Bu durum, “yoktan var etmek” gibi görünse de, denemekte yarar vardır. Zaten önemli olan da, zoru başarmak değil midir? Aksi halde, hiçbir alternatif  siyaset üretmeden “Koşulsuz silah bırakılmalıdır” demek, gerçekçi olmaz ve bu sözler havada kalır. Hepimiz, en az kendi penceresinden de olsa, katkı sunmalı ve ortak çözüm üretmeliyiz. Yani o kadar çok derinlikli tarihsel ve bilimsel araştırmalar yapmaya gerek yoktur. Biraz özverili ve  mantıklı  olmak yeterlidir. Kısacası, demokrat ve sosyalist çevreler temel siyasi çizgilerini koruyarak kendi aralarında stratejik bir ortaklığı kurmalıdırlar. Aynı şekilde demokrat ve sosyalist kürt siyasi çevrelerin de kendi aralarında bir stratejik ortaklık kurmaları şarttır. En son olarak da bu iki ittifakçı gurubu bir araya getirerek yeni bir siyasi işbirliğinin oluşturulması mümkündür. İlkeli ittifakların ittifakını gerçekleştirmek,  ütopya  veya hayal değildir. Hiç bir şey yapmamaktansa, “boş havanda su dövmek”  daha iyidir.

Resmi ideoloji düzeni kendini yaşatmak için, sadece adı sol olmasının ötesinde hiçbir anlam ifade etmeyen, statükocu, militarist, değişime ve dönüşüme karşı çıkan, kendilerini “ulusalcı sol” diye tanımlayan, bu “çürümüş sol” siyasi örgütler, halkları uyutmaya ve birbirlerine düşman etmeye devam edeceklerdir. Yine bu siyasi oluşumlar vasıtasıyla din ve mezhep çelişkileri  daha  da derinleşecektir. Adam, bayrağın üstüne ay-yıldızın arasına  Atatürk’ün kafasını yerleştirip, yakasına yapıştırıyor. Bu zemin üzerinde siyaset yapmaya devam ederek, bir kısım korucu ve itirafçı  gibi kürt işbirlikçileri ile her sakalının altında bir şeytan yatan, yeşil fesin içine gizlenmiş  dinci işbirlikçileri de her zaman olduğu gibi demokrasi ve özgürlük savunucularına karşı piyon olarak kullanacaktır. Bazen de “rejimin sigortasıdırlar”, diyerek, bir kısım sahte alevi kurumlarını ve dedelerini de yedekte tutmaya devam edeceklerdir. Esasen bıraksalar, sayıları birkaç yüz bini bulan bu devletten geçinen çıkarcıların dışındaki milyonlarca insanın birbirleriyle düşmanlıkları ve çelişkileri yoktur.

Sahi! Bu ülkede kimler Atatürkçüdürler? Eğer bu ülkede sadece devletten geçinmek için yakasına gösterişli Atatürk rozetini takarak “ben Atatürkçüyüm” imajını vererek, hırsızlar, soyguncular, ırz düşmanı tecavüzcüler, halk düşmanı işkenceciler, çeteciler ve banka hortumcuları  Atatürkçü olduklarını söylüyorlarsa, diğer taraftan, Ecevit, Türkeş, Erbakan,Erdoğan, Baykal,Çiller,Ağar,Demirel gibiler birer Atatürkçü olduklarını söylüyorlarsa, varsın Atatürkçülük bunlara hayırlı olsun. Bizim böyle bir Atatürk’e ihtiyacımız yoktur.Ne yazık ki, ülkede bu “Atatürkçü” zevatın fikri her zaman iktidardır.

Eğer demokrasi çerçevesinde hak ve özgürlükleri savunacaksak,  o zaman bu baskıcı düzenin ittifakçılarına karşı, demokrasi ve özgürlük güçleri de ittifaklar gerçekleştirmelidirler.Bu da ancak, “Demokratik Cumhuriyet Projesi” çerçevesinde mümkün olabilir.Zaten “Demokratik Cumhuriyet” Projesini savurduğum için, ne İsa’ya, ne Musa’ya, ne Muhammed’e ve ne de Ali’ye yaranamadım. Olsun, ben yine de halkların yararına olduğuna inandığım bu projeyi savunmaya devam edeceğim. Eğer bir gün biri çıkıp bu projenin yerine daha mantıklı ve inandırıcı bir proje bulursa, o zaman  da bu projeye destek vermeye çalışırım. Ben, değişime ve dönüşüme açık  bir sosyalist olarak kendimi tanımlıyorum. Daha da önemlisi, bu günkü şartların gereği olarak,  her şeyden önce kürt  kimliğimi hala ilk sırada korumaya devam ediyorum..

30.04.2006 - MUSTAFA ELVEREN

Mustafa Elveren'in Tüm Yazılarını okumak için tıklayınnız >>

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu