Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

TABULAR ( Kürt, Ermeni, İslam ve  Kemalizm)

Mustafa Elveren – Em. Öğrt

Bu hafta e-posta kutuma çok  yoğun  mesajlar geldi. Mesajların büyük çoğunluğu olumlu yöndeydi. Bir kısmı da olumsuz , bir-iki tanesi ise, tehdit niteliğindeydi. Ben kişi olarak, hakaret ve saldırı olmaması kaydıyla, her türlü  düşünceye ve eleştiriye açık bir insanım.Ülkenin ve toplumun sorunlarını yasakçı zihniyetle değil, özgürlükçü ve demokratik ortamlarda tartışarak çözülebileceğine inanıyorum. Bunun gerçekleşmesi yönünde  var gücümle demokrasi içinde hak ve özgürlüklerin kazanılması için mücadele ediyorum ve etmeye de devam edeceğim. Ülkemizde halihazırda en önemli dört tane tabu mevcuttur. Kürt, Ermeni, İslam ve  Kemalizm  tabusudur. Bu dört tabudan herhangi birini tartışmaya  çalıştığınız zaman, hemen o ünlü “Vatan haini” sözleriyle damgalanıyorsunuz.

Eğer siz bu ülkede kürt sorununu tartıştırmazsanız,  sorunun çözümü için şiddete başvuranları engelleyemezsiniz. Genellikle çıkarcı vatanseverler tarafından  o çokça söylenen, “vatanın ve milletin  bölünmez bütünlüğü”  de korunamaz hale gelebilir ve tam tersine bölünmeye zemin hazırlamak  olur. İş işten geçtikten sonra da oturup dizlerini dövmenin hiç bir faydası olmaz. Kürt sorununu, federatif bir  çözümle mi, demokratik siyasal çözümle mi, kültürel özgürlüklerin sağlanmasıyla mı, bağımsız bir statü ile mi çözülecek? Hangi çözüm yolu olursa olsun,  derhal ve o en çok korktukları bölünme denilen bağımsızlık da dahil olmak üzere, tüm çözüm yolları  serbestçe tartışılmalıdır. Ben iddia ediyorum ki, böyle bir durumda Kürtler arasında bir  referandum yapılsa, bölünme değil, tam tersine birlikte yönetme ve yaşama çıkacaktır. İster zorlama ile olsun, ister demokratik çıkışların sonucu olsun, zaman zaman kısıtlı da olsa, sorunun  tartışması yapılıyor. Fakat, çok  uzun zamana yaymadan,  “Zararın neresinden dönülürse kardır”  diyerek, hemen ve çok hızlı bir çalışmanın yapılması gerekir. Aksi taktirde felaketi önlemek mümkün olmayabilir. Daha fazla insanımızın ölmemesi için bunun alt yapısı çok hızlı bir şekilde sağlanmalıdır.En azından sorunu düşünce ve ifade özgürlü açısından ele alıp, tartışmak gerekir.

Yine önemli bir tabu da Ermeni katliamıdır. Maalesef, yıllardır bu da yasaklar kapsamındadır. Es kazara biri konuyu tartışmaya açsa, kürt sorununda olduğu gibi vatan hainliğinden zindanı boylar. Bu tür sorunlar daha çok diplomasi ve diyalogla çözülür. Bütün Dünya’da bu böyledir. Eğer bunu yapmıyorsanız, o zaman işlenen suçu peşinen kabul etmiş durumuna düşersiniz ya da bu suçu işlemişsiniz demektir. Korkunun ecele faydası var mı?

Diğer bir tabu ise, İslam dini ve onun peygamberi ile ilgilidir. Bu ülke’de Alevilere çok çirkin biçimde hakaretleri , saldırıları  yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. Aynı şekilde gayrimüslüm azınlığa da  yaptılar ve yapıyorlar. Peki! Alevilere ve gayrimüslümlere  hakaret etmek serbest olacak, yani yıllarca alevilere "mum söndü" gibi iftiraları atacaksın, hıristiyanin peygamberine her türlü hakareti yapacaksın, İncil'in sahte olduğnu söyleyeceksin, buna karşılık, islam  dinini ve onun peygamberini eleştirmeyeceksin, eleştirenlere de tehdit ve ölüm savuracaksın. İşin en acı tarafı ise, bu tür saldırılara bazı  islamcı kürtlerin öncülük etmesidir. Ne yazık ki, hala kürt sorunu ile inanç sorununu birbirinden ayırt edemeyecek kadar kör cahillerle uğraşmak durumundayız. Bu cahiller o kadar aptal ki, kürt halkının içinde  çeşitli inanç guruplarının var olduğunu, hatta dinsiz ve koministlerin de olabileceğini, düşünemiyorlar. Zaten düşünmüş olsalar cahil olmazlardı. Benimki de laf olsun işte! Muhammed’in ve Mustafa Kemal Atatürk’ün çok zeki olduklarını ve kendi  dönemlerine göre ilerici olduklarını, ben de  kabul ediyorum. Bu şekildeki övgüyü bile eleştiri ve suç sayıyorlar. Kemalizm tabusu ile İslam dini tabusu sanki birbirilerinin zıddıymış gibi görünse de, pratikte öyle olmadığı görülmektedir.Her ikisi de siyasi ve ekonomik ranta dayalı olduğu anlaşılacaktır. Bakınız, Ramazan ayı boyunca ve diğer mevlit günlerinde islamcı geçinen basın-yayın kuruluşlarıyla  Kemalist geçinen basın yayın kuruluşları, pastanın paylaşımında birbirleriyle rekabet edip dururlar.Telefonlarımızın mesaj kutusu  sesli veya yazılı dua mesajlarıyla dolup taşıyor. Bunlar hep  islamcılar ile Kemalistlerin kendi aralarında yaptıkları  büyük rekabetlerin sonucunda oluşmaktadır. İnternet ortamında bile aynı durumun mevcut olduğunu, biraz araştırıldığından, hemen anlaşılacaktır. Şimdi ben Mustafa Kemal Atatürk ile Muhammed’in çok zeki ve önemli kişilikler olduğunu söyledim ya! Her iki tabunun savunucularından Kemalistler aynen şunları söyleyeceklerdir; “Efendim,  Muhammed gibi bir Arap bedevisini M.Kemal ile aynı kefeye koyamazsınız”,  aynı şekilde İslamcı tabu savunucuları da ”Efendim M.Kemal  gibi bir dinsizi peygamberimizle eş değerde tutanların katli vaciptir…” İşin ilginç tarafı da, Osmanlı'dan bu güne kadar yüzyıllardır bu ülkeyi hep bu fanatik İslamcılar ile çıkarcı sahte Kemalistler yönetmektedirler. Gerçek demokratik ve laik bir yönetimi kurmak  ise, bu güne kadar hiç mümkün olmadı.

Muhammed, islam dininin kurucusu olarak araplara  çok buyük hizmet yapmıştır. Dolayısıyla, Muhammed’i eleştiren araplar  olabilir ve olmalıdır da. Fakat, Muhammed'e saldıran ve küfür eden arap pek çıkmaz. Doğrusu da böyledir.. Aynı şekilde Mustafa Kemal,  Cumhuriyeti kurarak,  Osmanlı tarafından hor görülen, hatta yok sayılan Türkleri  adeta yeniden kendine göre bir ulus şeklinde yaratarak, Türklere büyük hizmet etmiştir. Atatürk'ü sevmeyen  türklerin olması doğaldır. Ancak, Mustafa Kemal'e saldıran ve hakaret eden Türkler çok  azdır. Düne kadar kart-kurtçu dağlı türkler diye yutturulmaya çalışılan kürtleri betonun altından çıkarıp, sevabıyla-günahıyla çok ağır bedeller ödeyerek bu günkü seviyeye getiren, tüm hayatını kürtlere ve kürt sorunnun çözümü için adayan Kürt Liderini sevmeyebilirsiniz. Fakat, kürt liderine hakaret ve küfür eden  kürtleri ise, anlamak mümkün değildir.

 Kendi ülkemde  diline ve beynine kilit vurulmuş bir kara kutu gibi hissediyorum. Denilebilir ki, ya arkadaş,  sen bunları şu anda yazıyor ve söylüyorsun, ne kilidinden bahsediyorsun? Devletin koyduğu tabuları kırmak mümkündür, fakat toplumun koyduğu tabuları kırmak çok zordur. Benimki sadece bu tabuları kırmak için yapılan bireysel bir sivil girişimdir.Gerisi ne olacak?

Mustafa Elveren - Emekli Öğretmen

Mustafa Elveren'in Tüm Yazılarını okumak için tıklayınnız >>

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu