TABULAR
( Kürt, Ermeni, İslam ve Kemalizm)
Mustafa Elveren – Em. Öğrt
Bu hafta e-posta kutuma çok yoğun mesajlar geldi.
Mesajların büyük çoğunluğu olumlu yöndeydi. Bir kısmı da olumsuz , bir-iki
tanesi ise, tehdit niteliğindeydi. Ben kişi olarak, hakaret ve saldırı olmaması
kaydıyla, her türlü düşünceye ve eleştiriye açık bir insanım.Ülkenin ve
toplumun sorunlarını yasakçı zihniyetle değil, özgürlükçü ve demokratik
ortamlarda tartışarak çözülebileceğine inanıyorum. Bunun gerçekleşmesi yönünde
var gücümle demokrasi içinde hak ve özgürlüklerin kazanılması için mücadele
ediyorum ve etmeye de devam edeceğim. Ülkemizde halihazırda en önemli dört tane
tabu mevcuttur. Kürt, Ermeni, İslam ve Kemalizm tabusudur. Bu dört tabudan
herhangi birini tartışmaya çalıştığınız zaman, hemen o ünlü “Vatan haini”
sözleriyle damgalanıyorsunuz.
Eğer siz bu ülkede kürt sorununu tartıştırmazsanız,
sorunun çözümü için şiddete başvuranları engelleyemezsiniz. Genellikle çıkarcı
vatanseverler tarafından o çokça söylenen, “vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğü” de korunamaz hale gelebilir ve tam tersine bölünmeye zemin
hazırlamak olur. İş işten geçtikten sonra da oturup dizlerini dövmenin hiç bir
faydası olmaz. Kürt sorununu, federatif bir çözümle mi, demokratik siyasal
çözümle mi, kültürel özgürlüklerin sağlanmasıyla mı, bağımsız bir statü ile mi
çözülecek? Hangi çözüm yolu olursa olsun, derhal ve o en çok korktukları
bölünme denilen bağımsızlık da dahil olmak üzere, tüm çözüm yolları serbestçe
tartışılmalıdır. Ben iddia ediyorum ki, böyle bir durumda Kürtler arasında bir
referandum yapılsa, bölünme değil, tam tersine birlikte yönetme ve yaşama
çıkacaktır. İster zorlama ile olsun, ister demokratik çıkışların sonucu olsun,
zaman zaman kısıtlı da olsa, sorunun tartışması yapılıyor. Fakat, çok uzun
zamana yaymadan, “Zararın neresinden dönülürse kardır” diyerek, hemen ve çok
hızlı bir çalışmanın yapılması gerekir. Aksi taktirde felaketi önlemek mümkün
olmayabilir. Daha fazla insanımızın ölmemesi için bunun alt yapısı çok hızlı bir
şekilde sağlanmalıdır.En azından sorunu düşünce ve ifade özgürlü açısından ele
alıp, tartışmak gerekir.
Yine önemli bir tabu da Ermeni katliamıdır. Maalesef,
yıllardır bu da yasaklar kapsamındadır. Es kazara biri konuyu tartışmaya açsa,
kürt sorununda olduğu gibi vatan hainliğinden zindanı boylar. Bu tür sorunlar
daha çok diplomasi ve diyalogla çözülür. Bütün Dünya’da bu böyledir. Eğer bunu
yapmıyorsanız, o zaman işlenen suçu peşinen kabul etmiş durumuna düşersiniz ya
da bu suçu işlemişsiniz demektir. Korkunun ecele faydası var mı?
Diğer bir tabu ise, İslam dini ve onun peygamberi ile
ilgilidir. Bu ülke’de Alevilere çok çirkin biçimde hakaretleri , saldırıları
yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. Aynı şekilde gayrimüslüm azınlığa da
yaptılar ve yapıyorlar. Peki! Alevilere ve gayrimüslümlere hakaret etmek
serbest olacak, yani yıllarca alevilere "mum söndü" gibi iftiraları atacaksın,
hıristiyanin peygamberine her türlü hakareti yapacaksın, İncil'in sahte olduğnu
söyleyeceksin, buna karşılık, islam dinini ve onun peygamberini
eleştirmeyeceksin, eleştirenlere de tehdit ve ölüm savuracaksın. İşin en acı
tarafı ise, bu tür saldırılara bazı islamcı kürtlerin öncülük etmesidir. Ne
yazık ki, hala kürt sorunu ile inanç sorununu birbirinden ayırt edemeyecek kadar
kör cahillerle uğraşmak durumundayız. Bu cahiller o kadar aptal ki, kürt
halkının içinde çeşitli inanç guruplarının var olduğunu, hatta dinsiz ve
koministlerin de olabileceğini, düşünemiyorlar. Zaten düşünmüş olsalar cahil
olmazlardı. Benimki de laf olsun işte! Muhammed’in ve Mustafa Kemal Atatürk’ün
çok zeki olduklarını ve kendi dönemlerine göre ilerici olduklarını, ben de
kabul ediyorum. Bu şekildeki övgüyü bile eleştiri ve suç sayıyorlar. Kemalizm
tabusu ile İslam dini tabusu sanki birbirilerinin zıddıymış gibi görünse de,
pratikte öyle olmadığı görülmektedir.Her ikisi de siyasi ve ekonomik ranta
dayalı olduğu anlaşılacaktır. Bakınız, Ramazan ayı boyunca ve diğer mevlit
günlerinde islamcı geçinen basın-yayın kuruluşlarıyla Kemalist geçinen basın
yayın kuruluşları, pastanın paylaşımında birbirleriyle rekabet edip
dururlar.Telefonlarımızın mesaj kutusu sesli veya yazılı dua mesajlarıyla dolup
taşıyor. Bunlar hep islamcılar ile Kemalistlerin kendi aralarında yaptıkları
büyük rekabetlerin sonucunda oluşmaktadır. İnternet ortamında bile aynı durumun
mevcut olduğunu, biraz araştırıldığından, hemen anlaşılacaktır. Şimdi ben
Mustafa Kemal Atatürk ile Muhammed’in çok zeki ve önemli kişilikler olduğunu
söyledim ya! Her iki tabunun savunucularından Kemalistler aynen şunları
söyleyeceklerdir; “Efendim, Muhammed gibi bir Arap bedevisini M.Kemal ile aynı
kefeye koyamazsınız”, aynı şekilde İslamcı tabu savunucuları da ”Efendim
M.Kemal gibi bir dinsizi peygamberimizle eş değerde tutanların katli vaciptir…”
İşin ilginç tarafı da, Osmanlı'dan bu güne kadar yüzyıllardır bu ülkeyi hep bu
fanatik İslamcılar ile çıkarcı sahte Kemalistler yönetmektedirler. Gerçek
demokratik ve laik bir yönetimi kurmak ise, bu güne kadar hiç mümkün olmadı.
Muhammed, islam dininin kurucusu olarak araplara çok
buyük hizmet yapmıştır. Dolayısıyla, Muhammed’i eleştiren araplar olabilir ve
olmalıdır da. Fakat, Muhammed'e saldıran ve küfür eden arap pek çıkmaz. Doğrusu
da böyledir.. Aynı şekilde Mustafa Kemal, Cumhuriyeti kurarak, Osmanlı
tarafından hor görülen, hatta yok sayılan Türkleri adeta yeniden kendine göre
bir ulus şeklinde yaratarak, Türklere büyük hizmet etmiştir. Atatürk'ü sevmeyen
türklerin olması doğaldır. Ancak, Mustafa Kemal'e saldıran ve hakaret eden
Türkler çok azdır. Düne kadar kart-kurtçu dağlı türkler diye yutturulmaya
çalışılan kürtleri betonun altından çıkarıp, sevabıyla-günahıyla çok ağır
bedeller ödeyerek bu günkü seviyeye getiren, tüm hayatını kürtlere ve kürt
sorunnun çözümü için adayan Kürt Liderini sevmeyebilirsiniz. Fakat, kürt
liderine hakaret ve küfür eden kürtleri ise, anlamak mümkün değildir.
Kendi ülkemde diline ve beynine kilit vurulmuş bir
kara kutu gibi hissediyorum. Denilebilir ki, ya arkadaş, sen bunları şu anda
yazıyor ve söylüyorsun, ne kilidinden bahsediyorsun? Devletin koyduğu tabuları
kırmak mümkündür, fakat toplumun koyduğu tabuları kırmak çok zordur. Benimki
sadece bu tabuları kırmak için yapılan bireysel bir sivil girişimdir.Gerisi ne
olacak?
Mustafa Elveren - Emekli Öğretmen