Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

Sivas Katliamı Ve 33 Sayısının Uğursuzluğu.

Mustafa Elveren – Em. Öğrt

Gazeteci-yazar Şükrü Yıldız’ın “Sivas olayları bir kesime yönelik başlatılan bir operasyonun parçasıdır. Uğur Mumcu, Turan Dursun, Behiye Üçok cinayetlerini bu kapsamda görüyorum. Arkasında herkesin kafasından geçen derin devlet vardır.” Şeklinde yaptığı tespit  bence doğrudur..Çünkü, Van’da Mustafa Muğlalı’nın emriyle  33 kürt köylüsü öldürülmüştür.Keza, Sivas'ta gerici-yobaz maşalar tarafından  33 alevi aydını ve sanatçıyı çok vahşice yakarak katletmişlerdir. Sivas katliamının hemen  ardından Başbağlar Köyü’nde 33 silahsız sivil kişi öldürülmüşlerdir. Kim veya hangi örgüt yaparsa yapsın, insanlık dışı bu vahşet kabul edilemez. 33 sayısı dikkat çekicidir. 33 sayısı tesadüf olabilir mi?  Bu uğursuz sayı ile katliamcı karanlık güçler arasındaki bağlantının olabileceği ip ucunu bize vermiyor mu? Bazen komplo teorileriyle faili beli-rsiz olaylar hakkında  doğru sonuca ulaşmak mümkündür. 

Aleviliğin yarattığı Ali’nin çocuklarını Kerbela’da katleden Emevi zihniyeti ile Sivas’ta 33 Alevi’yi diri diri yakan zihniyet aynıdır. Bu Emevi zihniyeti o günden bu güne kadar  hep iktidardadır. Sadece zaman zaman kılık değiştirmiş, bazen de isimini değiştirmiştir. Padişahlık ismini  cumhur, imparatorluk ismini de  cumhuriyet yapmıştır. Türk ırkına dayalı tek tip millet ve Hanefi mezhebinin dayatıldığı tek din  İslamın hakim olduğu bir Türkiye’ye laik  denilemez. İran’da şahlık  gitti  yerine İran İslam Cumhuriyeti geldi. İsimlerinin yer değiştirilmesinin dışında başka ne değişti? Cumhuriyet yönetiminin kendine has özellikleri vardır. En önemli özelliği ise, demokrasidir, özgürlükçü laikliktir. Dolayısıyla, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi birçok hak ve özgürlüklerin kullanılmasıdır. Oysa, Osmanlı’dan günümüze kadar sahte haklarla hep uyutuluyoruz. 5 yılda bir yapılan göstermelik seçimler ile kadına seçme ve seçilme hakkı gibi bazı makyajları yaparak, demokrasi diye bize yutturuyorlar.. Darbelerin bile demokrasi için yapıldığını söyleyen diktatörler, halkı hep kandırmaya çalıştılar.Yalancı ve talancı düzeninin hakim  olduğu, tek tip dine dayalı  olan bir devlete laik denilebilir mi? Ne yazık ki, olmayan laikliği yıllardır varmış gibi yine halkı uyutmaya devam ediyorlar.

Öyle ise, ne yapacağız?  Tüm bu yalan,talan,sahte düzenini değiştirerek, yerine “Demokratik Cumhuriyet” projesiyle gerçek cumhuriyeti yeniden inşa etmektir. “Demokratik Cumhuriyet” projesi çok geniş kapsamlı bir projedir. Her ülkenin ve her toplumun şartlarına göre, özerklikten federalizme hatta konfederalizme kadar geniş boyutlu ele alınmalıdır. Eğer projeyi doğru anlarsak, bu proje Güney Kürtlerine  engel değildir, tam tersine katkı sunmaktadır. Bu proje üzerinde herkesin bir daha düşünmesi gerekir. Hemen ön yargılarıyla kestirip atmak doğru olmaz. Ben, Kürtlerin ve Alevilerin başta olmak üzere, halkların ve inançların özgürlüğünü bu projede görüyorum.

PKK Lideri’nin bu haftaki görüşme notlarındaki şu cümlelerinin altını çizmek istiyorum. : "ABD Kürtler içinde gelişen milliyetçi ulusçuluğa beni engel gördüğünden tasfiye kararı aldı. Çünkü benim ideolojim milliyetçilik değil, demokratik birliktir. Bu süreçte Avrupa Birliği de Kemal Burkay, İbrahim Güçlü gibilere olanak sağlayarak ABD'nin tasfiyesine güç verdi.” Bu açıklama gerçekçi ve samimidir. Ben hiç kuşku duymuyorum. Konu AB’ye gelmişken,  kurdistan-post yazarı Sayın Hasan Deniz’in sorduğu  soruya değinmeden geçemeyeceğim. “acaba Türkiye mi Avrupalışacak yoksa Avrupa mı Türkiyelileşecek?” Çok yerinde bir soru olduğunu düşünüyorum. Soruyu  yine kendisi cevaplamış; Artık ikinci şıkı kendime daha yakın hissediyorum” Evet, bu saatten sonra ben de böyle olduğunu düşünüyorum.

33 canımızı yakan zihniyet, Madımak otelini kebap salonu çevirerek adeta kışkırtıcılık yapmaktadırlar. Kürtleri, Alevileri ve demokrat solcuları  CHP ‘den atan Baykal hizipçiliği, otelin müze olması için TBMM’ne kanun tasarısını vererek, yıllardır kandırdıkları Alevileri bir defa daha uyutarak oy avcılığını yapmaktadır. Fakat, Kürtlerin özgürlük mücadelesi  Alevileri de  uyandırmıştır. Demokrat ve aydın alevi çevreleri, ne siyah cüppelilerin, ne de yeşil cüppelilerin yanında taraf olmayacaktır. Demokrasi ve özgürlük güçleriyle birlikte hareket etmelidirler.

 01 .Temmuz. 2006

Mustafa Elveren – Emekli Öğretmen

Mustafa Elveren'in Tüm Yazılarını okumak için tıklayınnız >>

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu