Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

BİRBİRLERİYLE KÜS KÜRT SİYASETÇİLERİ

Mustafa Elveren – Em. Öğrt

6 Temmuz 2006 Perşembe  günü Sayın Hasan Bildirici'nin  Kurdstan-Post sitesinde yayınlanan "Benzeşmek" başlıklı yazısındaki kürt siyasetçileri ile ilgili şu cümleleri dikkatimi çekti. "… her birinin boyun ve yakasında bir değil, bir çok dava var... Bir kısmı da siyasi yasaklı... Çoğu devlet memuru da olamıyor…” Anladığım kadarıyla,  "Kürt siyasetçileri bu kadar baskı  altındayken, hala  neden devlete  küs değiller? Küsmeyi bile beceremiyorlar." demek istiyordur.

Sevgili Kardeşim! Beceremediklerinden değil, birbirleriyle sürekli küs, hatta kavgalı oldukları için devletle uğraşacak zamanları kalmıyor. Bu kadar baskı altında  olan kürt siyasetçileri Devletle barışık olmaları mümkün mü? Bırakın küsmeyi, radikal bir şekilde mücadele etmeleri gerekmez mi? Ancak, sürekli iç çelişkiler yumağından kurtulamadılar. Devlet de  bu çelişkiyi iyi kullanıyor. Bence olayı bu çerçevede değerlendirmek daha doğru olur.

Yazının içeriğinden anladığım kadarıyla, birlikte yönetme ve yaşamaya yönelik Sayın Bildirici’nin eleştirileri ve itirazları var. Bu eleştirilerin ve itirazların önemli bir bölümüne ben de katılıyorum. Ancak, Sayın Bildirici’den küçük bir farkla , tümden reddetmiyor, birliktelik nasıl olmalıdır? Sorusuna çözümleyici cevap aramak gerekir. Yani Kürtlerin yararına olan bir birliktelikten bahsediyorum. Eğer birlikte yaşamak Kürtlerin yararına ise, (Ki, ben öyle olduğuna inanıyorum- bu konuda zaman zaman görüşlerimi de açıkladım) BİRLİKTE YÖNETME VE YAŞAMA Projelerini yapmalıyız. Halihazırda var olan projeyi de geliştirmek mümkündür. Aksi halde, Kürtlerin aleyhine olabilecek hiçbir birlikteliği kimsenin kabul edemeyeceğini, sadece Kürtlerin değil kendisine insanım diyen herkesin bilmesi gerekir.

Fakat, biz her şeyi çabuk unutuyoruz. Bir defa HEP ve DEP dönemini hatırlayınız. Gerek SHP ile yapılan ittifak görüşmelerinde, gerekse meclise girdikten sonraki aşamalarda, birçok entrikaların çevrildiğini, yine bir kasım kürt siyasetçileri tarafından yazıldı-çizildi-söylendi. Bunlar ayrı bir yazı konusudur. Diğer taraftan, bir veya birbuçuk yıl sonra milletvekili seçimleri yapılacaktır. Seçimler yaklaştıkça, isimlerinden başka hiçbir büyüklüğü ve potansiyeli olmayan (isimlerini burada açıklamak etik olarak doğru bulmuyorum) bazı kürt partileri ve şahsiyetleri hemen siyasi görüşlerinden 180 derece dönüş yaparak, DTP ile ittifak arayışları içine girebiliyorlar. Girmesine girsinler de, bu ittifak seçim sabahı kadar olabiliyor. Yani ilkeli bir ittifak yapmıyorlar, yapmış gibi görünürler, seçim ertesinde eğer bir başarı elde edilmiş ise, hemen en büyük payı kendilerine çıkaracak ve partiyi ele geçirmeye kalkışacaklardır. Şayet başarı yerine yenilgi oldu ise, bu defa elli dereden su getirerek, suçu başkasına yüklemeyi beceriyorlar. Yine o bildik saldırılarına devam edeceklerdir.

Geçen günlerde, DEP eski milletvekili Sayın Orhan Doğan’ın ortaya attığı bir tez vardı. Her ne kadar Kongra-Gel Başkanı Sayın Zübeyir Aydar bizim böyle bir düşüncemiz ve çalışmamız yok dese de, bu tezin ortaya atılmasıyla, Devletin bu tezden kaygı duyduğunu tahmin etmek zor değildir. Sayın Orhan Doğan’ın bu tezi bence dikkate alınmalıdır. Yine bağımsız adaylarla girip girmeme durumu da bu günden itibaren tartışmaya açılmalıdır. Yoksa, tam seçim arafesindeki tartışmalar sonuç vermiyor. Eski tas,eski hamam olur. DTP’nin kongresi başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. Ancak, hala Genel Başkanlık yapmış olanlar bile (HEP-DEP-ÖZDEP-HADEP-DEHAP-ÖTP-DTP) henüz kendi aralarında ilkeli bir birlikteliği sağlamadıklarını hepimiz biliyoruz.  Ancak, burada DTP'nin başarısız olduğu anlamını çakarmamalıyız.

Peki Ne yapmalı? Bu soruya en iyi  cevabı,  Kurdstan-post sitesi yazarlarından Sayın M.Salih Erol veriyor. "En kısa zamanda bütün komplekslerden arındırılmış, özellikle de “ben” kompleksinden arındırılmış, herkesin kendi kimliğini koruyabileceği “ulusal bir kongre yapılmalıdır. Kürdün her rengi bu kongrede temsil edilmelidir."  Bu görüşe katılmamam mümkün mü?

Sevgili  Hasan Bildirici hala diyor ki!, Kürt siyasetçileri  devletle küsmeyi beceremiyorlar. Be Kardeşim, birbirleriyle küsmeyi beceriyorlar ya!  Birbirleriyle kavga etmekten ve birbirlerine iftira atmaktan devlete sıra gelmiyorki.  Her şeye rağmen yine de Büyük Yazar Sayın Çetin Altan’ın dediği gibi, “Enseyi karartmayalım”.  07.07.2006

Mustafa Elveren – Emekli Öğretmen

NOT:Aslında bu haftaki yazımı bana mesaj yoluyla iftira atan bazı  kaçkınlara cevap niteliğinde hazırlamıştım. Ancak Sayın H.Bildiricinin yazısı üzerine, yukarıdaki yazıyı yayınlamayı uygun gördüm. Eğer önümüzdeki hafta bir engel çıkmazsa, iftiracılara gerekli yanıtları vereceğim.

elverenmustafa@hotmail.com

www.komanweb.bravehost.com

Mustafa Elveren'in Tüm Yazılarını okumak için tıklayınnız >>

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu