“HARPUT’UN ALTI KELEK,
DERSİM’E GİDEK GELEK”
Mustafa
Elveren – Em. Öğrt
1992 veya 93 yılında Eğitimsen
Elazığ Şubesi öncülüğünde var olan demokratik sivil toplum örgütleri ile bazı
siyasi partilerin katılımıyla bir müzik-eğlence gecesini düzenlemiştik.
Bilindiği gibi o dönemde
bulunduğumuz bu bölgeye OHAL yönetimi hakim idi. Geceyi düzenlemek için Emniyet
Müdürlüğü vasıtasıyla Valilikten izin almak zorunluydu. Arkadaşlar geceye
ilişkin programlarını hazırlayıp, bir örneğini de Emniyet Müdürlüğüne
gönderdiler. Emniyet’ten gelen görevli memurlar bize şu uyarıda bulundular.
“Kesinlikle Kürtçe şarkı söylemek yasaktır. Bölücü ve yıkıcı sloganlar atılırsa
sizleri sorumlu tutarız. Eğer bu şartlara uyarsanız size izin vereceğiz” Bu
sözlerin karşısında çaresiz kalan tertip komitesindeki görevli arkadaşlarımız
“tamam” dediler. Fakat bu baskıcı zihniyete karşı bir şeyler yapmalıydık.
Mademki Kürtçe türkü ve şarkı söylemek yasak, o zaman biz de Türkçe bu işi
yapacağız. Nasıl mı? Aslında bölgemizin asıl adı Dersim’dir. Bu sözcük bir
eyalet ismini çağrıştırdığı için OHAL rejiminin korkusundan kimse fazla
kullanmıyordu. Hiç unutmam, geceye katılan konuklar arasında Palu’lu ve Kürt
olan Elazığ Belediye Eski Başkanı CHP’li Sayın Şükrü Kacar da bulunuyordu.
Gecede arkadaşlarımız ve bir kısım konuklarımızla birlikte gowend şeklinde daha
çok Alevi-Bektaşi semahlarını ve sol içerikli türküleri öne çıkararak Türkçe
söylemeye başladılar. Bir ara gowendte bulunan arkadaşlarımız, “Dersim Dört
Dağ İçinde” türküsünün bir nakaratını değiştirerek “Harputun önü kelek, Dersime
gidek gelek” şeklinde söyleyince, salonda öyle büyük ve uzun bir alkış aldı ki,
sanki kıyamet koptu. Aslında türkünün orijinali de böyle idi. Fakat o
dönemlerde ne yazık ki, kimse türkünün orijinalini söyleyemiyordu. Geceyi olaysız olarak bitirmiştik. Fakat bu alkışların bir
bedeli olacaktı.
Ertesi gün Elazığ Valiliği bölücü ve
yıkıcı içerikli türkü söylendiği gerekçesiyle geceyi düzenleyen Elazığ Eğitimsen
yöneticileri hakkında soruşturma açtı. Elazığ Valiliğinin açtığı bu soruşturma
beni şaşırtmamıştı. Ancak İşin ilginç tarafı geceye konuk olarak katılan Palulu
kürt orijinilli Elazığ Belediye Eski Başkanı CHP’li Şükrü Kacar’ın ertesi gün
TURAN GAZETESİ’nin köşe yazısında “Harput’un altı kelek, Dersim’e gidek gelek”
nakaratını bölücülerin bir tertipi olduğunu nitelendirip yazmasıydı.
Bunun gibi daha pek çok olay yaşadım.
Mesela; Düğünlerde kürtçe parçaları sözlü olarak hiç bir sanatçının
korkusundan okuyamaması yüzünden, davulcu ile zurnacıya bahşiş parası
vererek "Bingol Şewiti" kürtçe parçasını davul-zurna ile ancak
söyletebiliyorduk. Zamanı geldikçe
onları da sizlere aktarmaya çalışacağım.
Tabi ben o yılın Mart ayında
Elazığ’dan sürgün edildim. Daha sonraki yıllarımı Karadeniz ve Ege illerinde
sürgünde geçirerek en son 1999 yılında emekli oldum. Ekonomik zorluklardan ötürü
(Daha çok ev sorunu sebebiyle) maalesef Elazığ’a gidemedim. Arkadaşlarımın çoğu
emekli olmuş durumundalar. Bir çoğuyla gerek telefonla ve gerekse internet
üzerinden görüşüyorum. Bu vesileyle bir defa daha “Harput’un altı kelek, Dersim’e gidek gelek” deyip, Elazığ – Harput – Dersim hattında sizlerle
birlikte geçmişe giderek hoş bir yolculuk yapabildiysem, ne mutlu bana. 03/10/2006
MUSTAFA ELVEREN
E-POSA
:
elverenmustafa@hotmail.com
WEB SİTESİ:
www.komanweb.bravehost.com
|