PAMUK ŞEKERİ GİBİ BİR ÖDÜL
Mustafa
Elveren – Em. Öğrt
Basında izlediğim kadarıyla, Değerli
Yazar Sayın Orhan Pamuk’a Nobel Barış Ödülü verilmesinden itibaren,
alkışlayanların ve sevinenlerin olduğu kadar, karşı çıkanlar da oldu. Bu karşı
olanların cephesinden daha çok milliyetçi-ırkçı kalemler ile resmi devlet
ideolojisi yazarları tarafından şiddetle ve acımasızca eleştirildiğini hep
birlikte gördük.
Bu resmi ideologlar ve milliyetçi
kalemler özet olarak şu iddiaları ileri sürüyorlar;
"Türkler bir milyon Ermeni, 30 bin Kürt
kesti", “Washington ve Brüksel siyasilerinin ve bürokratlarının dayatmak
istedikleri emperyalist tutuma destek veren açıklamalar yapıyor.”,
“romanlarında Atatürk’ü aşağılamak” “Bunu özgürlük adına, demokrasi adına diye
pazarlıyor” “Fransız Parlamentosu Ermeni tasarısını onaylarken, aynı anda ödülü
alması rastlantı mı?” Bu
iddiaların doğruluk payı var mı? Bu iddiaları tek tek ele alıp
incelediğimizde, Orhan Pamuk’un ne kadar gerçekçi ve cesur olduğu ortaya
çıkacaktır.
Ben çocukluğumdan beri büyüklerimden Dersim katliamı ile ilgili anlatımların
dışında, Ermenilerin de nasıl öldürüldüklerini hep dinlemişimdir. Doğu Anadolu
Bölgesi’nin bir çok illerinde olduğu gibi Dersim’de de epeyce Ermenilerin
varlığı olduğu biliniyor. Hala oralarda defineciler tarafından Ermenilerin
yaşadığı yerleşim yerlerinde altın ve benzeri gömüler araması yapılıyor.Bu
yerleşim yerlerinden bir tanesi de benim köyün komşusu olan Bağın Köyünde
(Sonradan Devlet tarafından bir çok kürt ve alevi köylerinin isimlerinin
değiştirilmesi gibi bu köyün ismi de Dedebağ Köyü olarak
değiştirilmiştir.) bu tür aramalar çok yapıldı. Benzer çalışmaların bundan
25 yıl önce Van’da da yapıldığını bizzat kendim şahit oldum. Hatta
bazıları bu çalışmayı birlikte yapmayı bile teklif ettiler. Tabi ki, bunlar
kulaktan duyma bilgilerdir. Bu bilgiler arasında ayrıca öldürme
olaylarında bir çok kışkırtmalar yaratılarak Kürtlerin de kullanıldığı
gerçeğidir. Ancak, ne kadar ermeni öldürüldüğünü bilmiyorum. Orhan Pamuk bir
milyon dedi, olabilir. Sayısı yüz bin de olsa, bir milyon da olsa , bir
katliamın yapıldığı anlaşılmaktadır. En doğrusu da konunun geniş kapsamlı olarak
tartışılmasında hiç kimse rahatsız olmamalıdır.Sayın Mehmet Metiner'in dediği
gibi,
"Fransa bu kararı almakla hem içeride hem de dışarıda çok ciddi bir
demokratik ve özgürlükçü muhalefetle karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır".Fransa
Devleti’nin bu yönde aldığı yasaklama kararı bana göre pek mantıklı ve
ciddi değildir. Olayı sadece politik çıkarları için kullanmak istedikleri
anlaşılmaktadır. Çünkü, Fransa da dahil olmak üzere, hiçbir Avrupa ülkesinde
fiili olarak düşünce ve ifade özgürlüğünü engellemek mümkün değildir.
Yine Sayın Orhan Pamuk tarafından söylenen otuz bin kürdün öldürülmesidir. Hangi
otuz bin? Orhan Pamuk az söylemiş, Sadece Dersim katliamında yüz binlerce alevi-kızılbaş
kürdün katledildiği söylenmektedir. Artık gerisini siz tahmin ediniz. Bu olay
daha çok yakın bir tarihtir. Hem de cumhuriyet döneminde yapılan bir katliamdır.
Hala tanıkları yaşamaktadırlar. Yani olay hala canlı bir tarihtir. İnkar etmek
mümkün mü?
Siz Atatürk’ü tabulaştırıp, en ufak bir düşünceyi ifade etmeyi suç sayarsanız,
ülkeye gerçek demokrasi yerine resmi ideolojiyi demokrasi diye halka
yutturursanız, çok doğal olarak halkın aydın ve yazarları da demokrasi
mücadelesini vermek durumundadırlar. Hak ve özgürlüklerin olmadığı bir ülkede,
Orhan Pamuk’un demokrasi ve özgürlük adına bu ödülü hak etmesi, Türkiye için
büyük bir şans olduğunu düşünüyorum.Bence pamuk şekeri gibi bir ödüldür.
Şimdi “Fransız Parlamentosu
Ermeni tasarısını onaylarken, aynı anda ödülü alması rastlantı mı?”
idiasına gelince. Eğer Abdullah Öcalan’a
verilen idam kararının Şeyh Sait'in 74.yıldönümüne gelmesi (“Karar,
Şeyh Sait'in 74. yıldönümünde geliyor...” -
Can Dündar) ne
kadar
rastlanti ise, bu olay da o kadar bir rastlantı olabilir. Ancak, ben komplo
teorisi uzmanı değilim. Her zaman ve bir çok yazılarımda da belirttiğim gibi, bu
konuları Sayın Mahir Kaynak’a sormak lazımdır. Son olarak bu ırkçı ve resmi
ideologlara şunu söylemek istiyorum. Siz bu ülkeyi hala ONİKİ EYLÜL
DARBESİ’nin ürünü olan Anayasa ile yönetiyorsanız, bu elbiseyi kendinize
yakıştırıyorsanız, daha çooook böyle rastlantılarla karşılaşacaksınız. Kendinize
yakıştırdığınız bu elbiseyi zorla bana da giydirmişsiniz. Bu elbisenin içinde
boğulmaktansa, Avrupa kumaşını tercih ederim ve bunun için de mücadele etmek
zorundayım.
17.10.2006
MUSTAFA ELVEREN
EMEKLİ ÖĞRETMEN
E-POSA :
elverenmustafa@hotmail.com
WEB SİTESİ:
www.komanweb.bravehost.com
YORUM - 1
Hemşerim ve Arkadaşım
Muzaffer Hoca'nın e-Posta ile bana gönderdiği yorumunu aynen yayınlıyorum.
Ayrıca gösterdiği ilgiden ve duyarlılığından dolayı da kendisine teşekkür
ederim. (Editör)
Sayın hocam , Orhan Pamuk'un ödülünü öyle güzel
yorumlamışsınki , yazacaklarımıın tümünü sen yazmışsın. Hatta bu mesajı
dostlara iletmek istedim ama beceremiyorum galiba yanlışlıkla sana
gönderdim. Güneş balçıkla sıvanamaz. Biz ne çektiysek bugüne kadar bu inkarcı
politikadan çektik. Bugün gün ışığına çıkarılan gerçeklerden ödü kopanlar var.
Çünkü bu gerçeklerin devamından korkuyorlar. Doğu ve güneydoğunun tamamına
yakını kürtve ermenilerin yaşadığı topraklardır. Köylerimizdeki mevkilerin
isimleri hala ermenilerden kalma isimlerdir. Örneğin: Pozi avıngı, Kaniyı ğıço,
Diyari dıdıvin, Tuyı şuşı Ğıdiyan, nalı bargı Bumevkilerin sahipleri acaba
nerede? Yörenin ünlü ses sanatçısı 'Garabetı ğıço nerede Sanatkarlar Nabet,
Şıki Kıwo nerede Bunun gibiler yazmakla bitmez. Dersimde yapılanlara ne isim
koymak lazım? Botan Palu Koçgiri Ağrı'ya ne demeli Bence Orhan Pamuk
sayıları çok az söylemiş Selam ve saygılarımla
Muzaffer Kaya - Emekli Öğretmen
YORUM - 2
Sayın Meliha Hanım'ın
yorumunu aşağıya aynen alıyorum. Değerli Meliha Hanım'a bu yorumundan
dolayı da teşekkür ederim. (Editör)
PAMUK ŞEKERİ YAZINIZI OKUDUM HOCAM BAŞKA ŞARTLARDA
OLSA İNAN PAMUĞUN ÖDÜLÜNE EN AZ SİZİN KADAR SEVİNİRDİM.AVRUPA KUMAŞI ÖYLE İNCE
BİR KUMAŞTIRKİ GİYDİĞİN ZAMAN ÜZERİNDE YIRTILIVERİR İNAN. ONU GİYEN ÜLKELERİN
DURUMU GÖZLER ÖNÜNDEDİR. SAYGILAR HOCAM.
MELİHA
|