KUTBETTİN
ÖZER'İN MERAKI
Mustafa
Elveren – Em. Öğrt
"Sayın Mustafa Elveren’e Saddam
Hüseyin’i teslim etsek, acaba Saddam Hüseyin’i nasıl cezalandırıldığını
merak ediyorum." Sayın Özerin
merakını bu yazıda gidermeye
çalışacağım. Ben sadece Katil Saddam'ın idamına değil, tüm idamlara
karşıyım. Bu bir anlayıştır. Bu anlayışa elbette her kes katılmak zorunda
değildir. Ancak, sanki ben Saddam'ı savunuyormuşum gibi bir anlam
verilmesine de, doğrusu beni şaşırttı. Bunu bilerek yapıldığına ihtimal
vermiyorum, fakat "Kaş yapayım derken, göz çıkarmak" gibi bir durum ortaya
çıkmıştır. Kaldı ki, Saddam'ı idam etmek, O'na iyilik yapmak demektir. Zaten
istesek de, istemesek de, ABD idam edecektir. Bu idamın Dünya kamu oyunda
Kürtlere mal etmenin bir faydası olmaz.
Ben önceki yazımda şu örneklemeyi yapmıştım. "Irak Devlet
Başkanı ve Kürt Liderlerinden Sayın Celal Talabani İçin ne diyeceksiniz?
Basından öğrendiğimiz kadarıyla, Sayın Talabani, “Ben Saddam’ın idam
kararını imzalamam, o gün gelirse, izne veya yurtdışı göreve ayrılır,
yardımcılarımdan biri imzalayabilir” şeklinde demeçler verdi. Size göre,
Sayın Talabani’nin aklından ve Kürtlüğünden şüphe etmek mi gerekiyor? Şimdi
diyeceksiniz ki, “O diplomatik ve taktik bir durumdur” Öyle de olsa, yine
idama karşı çıktığını açıkça söylemektedir." Bu örneklemeye Sayın K.
Özer de, Sayın Y.Kaya da henüz bir açıklık getirmiş değillerdir. Bütün
mesele de bundan ibarettir.
Ben hayatımda elime hiç silah
almadım. Sadece dört aylık kısa dönem askerlikte elime eski bir kırıkkale
tüfeğini verdiler, onu da koruyamadığım için elimden aldılar. İyi ki de
almışlar. Benim silahım kalemimdir. Çağımızın silahı da artık kalem
olmalıdır. Yoksa, çağdışı bir ceza yöntemi olan idam cezasını savunmak,
böyle bir yöntemle intikam almak akıl ve mantıkla bağdaştırmak mümkün
değildir.
Yine Kutbettin Özer'in "Sayın
M. Elveren’in içinde bulunduğu çevrelere ‘’idam-ölüm’’ nedir ve neden
veriliyor ? sorusunu sorup tartışmasında fayda vardır. İç infazların
hikayeleri birer idam parçasının takviyesidir diye düşünüyorum."
şeklindeki tespiti tamamen hayal ürünü ve çarpıtmadan başka bir şey
değildir. Defalarca yazdığım ve sıkça açıkladığım halde, bilerek beni bir
kürt örgütünün içindeymişim gibi lanse etmesi de kesinlikle
doğru değildir. Benim emekli olmadan önce içinde bulunduğum bir emek
örgütüm vardı, O da KESK'e bağlı Eğitimsen idi. Bu sendikanın Elazığ
Şubesi'nin kurucu üyesi ve Şube sekreteri olmaktan da onur duyarım. Bu gün
ise, Bir çok Alevi-Bektaşi Derneklerine ve DİSK'e bağlı Emekli-Sen üyesiyim.
Siyasi olarak da geçmişte DEHAP içinde görev yaptım, DEHAP'ın
feshedilmesinden sonra, halen DTP'nin sade bir üyesiyim. Kısacası, silahım
kalemim, örgütüm ise özgürlükten ve emekten yana olan tüm örgütlerdir.
Ben kendimi yazmaktan ve
anlatmaktan usandım, fakat Sayın Kutbettin Özer ve benzerleri beni
anlamamazlıktan gelmek için usanmadılar. Umut ederim ki, bir gün beni
anlayacaklardır.
01.12.2006
Mustafa
Elveren
Emekli Öğretmen
E-POSA
: elverenmustafa@hotmail.com
WEB
SİTESİ:
www.komanweb.bravehost.com
|