SAYIN BEDİRHAN EPÖZDEMİR'İN
TESPİTLERİNE ÇÖZÜM ÖNERİLERİMDİR
Mustafa
Elveren – Em. Öğrt
Sayın Bedirhan
Epözdemir'i Kurdistan-Post sitesi'nde yayınlanan bir kaç yazısını
okuyup tanımaya çalışıyorum. Bunun dışında herhangi bir tanışıklığım yoktur.
Sayın Bedirhan Epözdemir’in bu sitede yayınlanan
“KÜRD GÜNDEMİ ve BİR ÇAĞRI”
başlıklı yazısında, kürt sorunu, kürt
siyaseti ve siyasetçileriyle ilgili yaptığı tespitlerin çoğuna ben de
katılıyorum. Sayın Epözdemir çok doğru tespitler yapmış fakat, çözüm
konusunda herhangi bir önerisine rastlamadım. Bu güne kadar ortak paydalar
üzerinde çözümler üretememizin sebebi. "Belkide
biribirimizle uğraşmaktan, komplo teorileri üretmekten veya sanal dünyalarda
dolaşmaktan dolayı zamanımız olmadı."
O nedenle, ben de Sayın Epözdemir'in bu
tespitlerene katkı sunmak amacıyla, yararlı olacağını düşünerek, kendimce
bazı çözümler üretmeye çalışacağım. Daha doğrusu çözüm önerilerini
sunmaya çalışacağım.
Aslında bana göre
çözüm çok zor değildir. Yazarın dediği gibi, "Aile
bireyleri arasında barışı sağlamayanların, komşularla barış içinde
yaşayamayacakları..." gerçeğinden hareketle, ilk önce kürt
siyasetçileri, örgütleri ve yazar-çizerlerinin ortak paydalar etrafında
birlikteliğinin sağlanması gereklidir. Ancak, dört parça hatta beş parçaya
bölüştürülmüş kürt topraklarını birleştirip, birleşik bağımsız sosyalist
Kürdistan gibi güzel bir hayalin ortak payda olamayacağını da
belirtmeliyim. Fakat, bu tezi savunanların görüşlerini dile
getirmelerine de karşı çıkılmamalıdır. Yine federasyon tezinin tüm kürdistan
parçalarına uygulamak da ortak payda olamaz. Ancak, Güney Kürtleri gibi
federasyon tezine uygun olanlara da karşı çıkılmamalıdır. Ayrıca,
Türkiye'deki (Kuzeydeki) kürtler tarafından en çok savunulan ve uzun yıllar
sonra gerçekleşmesi mümkün olabilen Konfederalizm gibi bir tezin de
dayatılmaması gerekir. "Demokratik Cumhuriyet" tezinin konfederalizm
çerçevesinde değerlendirmelerin yapılması ve bu konudaki görüşlerin
açıklanmasından da rahatsızlık duyulmamalıdır. İmralı'da demokratik bir hak
olarak yapılan açıklamalara karşıtlık ya da aşırı taraftarlık
yapılmamalıdır. Özcesi, her parçanın özgül koşullarına göre hareket
edilmelidir. En önemlisi de ortaya konulacak herhangi bir çözüm önerisine,
kürtlerin sadece siyasetçileri ve elit kesimi ile değil, o parçada yaşayan
halkın çoğunluğunun görüşleri dikkate alınmalıdır.
Şimdi, tüm
saydığım bu tezleri harmanlayarak. "Kürt Ulasal Demokratik Birliği"ni
sağlamak mümkündür. Bu çerçevede kürt siyasi kurumlarının ve
şahsiyetlerinin kendi siyasi kimlikleri ile dinsel inançlarını koruyarak,
kişisel hırslarını ve çıkarlarını bir tarafa bırakarak, ortak bir örgütün
çatısı altında birleşmeleri gündemiyle, ilk adımını atmaları için hemen bir
konferans veya kongre yapmaları doğru olur. Bazı önyargıları önlemek için bu
konferansın veya
kongrenin Ankara ve Diyarbakır dışındaki bir ilde yapılmasının daha uygun
olacağı düşüncesindeyim. Bu örgütlenme dernek, vakıf veya bir siyasi
partinin çatısı altında da olabilir.Yani, önce hepimizin seveceği ve hoşuna gidebileceği bir kürt türküsünü ortak söyleyebilme yeteneğini kendimizde bulmalıyız. Daha
sonra bu türküyü evrenselleştirebiliriz. Durum böyle olunca da, kürtlerin
kendi dışındaki diğer demokratik siyasi örgütlerle bir araya gelmeleri
kendiliğinde oluşacağını söylemek abartılı olmaz. Aksi takdirde, sadece
Ankara Misketi'ni çalarak, oynamaya devam edip, kendimizi
kandıracağız. Sevgili Hasan Bildirici'nin belirttiği gibi, "ABD
Kürtleri satabilir mi? ... Bu zamanda ABD için en kötü ticaret, Kürtleri
satışa çıkarmak olsa gerek ". Eğer kürtlerin birlikteliği sağlanamazsa,
Bildirici'nin bu kaygısında ne kadar haklı olduğunu hep beraber
göreceğiz. Dileğim o dur ki, bu duruma düşmemelidir.
Kürtler, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirebilirler. Önümüzde en
geç on ay gibi kısa bir süre sonra genel milletvekili seçimi yapılacaktır.
Yukarıda açıkladığım ortak paydalar çerçevesinde seçimde ilkeli birlikteliği
sağlamak mümkündür. Seçimlere hangi şartlarda ve nasıl katılması
gerekeceğinin ayrı bir makale konusudur. Bu konuda önümüzdeki günlerde kendi
görüşlerimi ayrıca yazacağım. Bu birliktelik sadece seçimden seçime
olmamalıdır. Mutlaka ilkeli ve sürekli olmalıdır. Bunun dışındaki
birliktelikten yarar değil, zarar gelir.
15/12/2006
Mustafa Elveren
Emekli Öğretmen
E-POSA :
elverenmustafa@hotmail.com
WEB SİTESİ:
www.komanweb.bravehost.com
SAYIN KUTBETTİN ÖZER'İN E-POSTA İLE
GÖNDERDİĞİ YORUM YAZISI AŞAĞIDAKİ GİBİDİR.
Değerli M. Elveren
Sayın Bedirxan ile ilgili
yazını içtenlikle okudum. Bedirxan hep böyle yazar. Yüreği yanıktır.
Kürdistani düşünür, Kürdistani yazar. Bazen seyrek görüşmemiz var.
Kalemini Kürdçe ve Türkçe dillerini çok iyi bilenlerdendir. İki dilin
kullanmasını bilen ve birikim sahibidir.
Her yazarın yazdığı ilah
doğrudur diye bir kayıt yok elbette. İnsan hatalarıyla büyür. Yaptığı
hatalarıyla birlikte doğru seçenekleri arar bulur. Buna rağmen yazarların
yazdıkları yazıları genişleterek, derinleştirerek tahlil etmek faydalıdır.
Ne yazık ki, vizim
yazarlığımız Küre siyasetçilerin yaptığı Konferans ve Kongrelere benziyor.
Yazı iki gün geçtikten sonra mazilere karışıyor, toz-tuz oluyor. Ne
senteleşen oluyor ve ne de neden böyle yazıyorsun diyenler varsa da pek
azdır. Çünkü insanlarımızın çoğu eleştirmelerden korktuğu gibi,
özeleştirmeden de korkak yazarlarımız vardır. Açıkçası yan yatalım ve aferin
güzel yazmışsın alkış tutalım.
Bence eleştiriye tahammül
eden, hatalarıyla birlikte özeleştirisine her zaman hazırdır. İleriyi gören,
aydın olmanın yeteneği bu halkalardan özdeşlenir.
Selamlar
Kutbettin Özer
PS; Sayın Bedirxan ve size
yanıtım olacak.
Başarılar dileğimle değerli
dostum.
|