Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

Alevi ve Şafii Kürtlerin Yakınlaşması

Mustafa Elveren – Em. Öğrt

1967 – 68 yıllarında Elazığ Atatürk Ortaokulu’nda öğrenciyken, ismini hatırlayamadığım aynı sırada birlikte oturduğumuz Palulu şafii bir arkadaşım benim alevi-kızılbaş olduğumu öğrenince, günaha gireceği gerekçesiyle yanında oturmamı istemediğini söyleyip, benimle kavga etmek üzereyken, o sırada derse giren, daha sonradan Şafii olduğunu  öğrendiğim Karakoçanlı   matematik öğretmenine şikayet etmiştim. Durumu anlatınca, öğretmen Palulu öğrenciye çok kızmıştı. Hatta tokat da atarak büyük tepki verdiğini  hatırlıyorum. Yıllar sonra bu öğretmenimle Ankara’da tesadüfen karşılaştım. Kendisinin sosyalist ve yurtsever demokrat bir çizgide olduğunu öğrenince de çok sevinmiştim.

Geçen gün, Arkadaşım ve aynı zamanda Şafii olan Emekli Öğretmen Palu’lu M. Nafiz Koç’un internet üzerinden  bana anlattığı bir olayı da sizinle ayrıca paylaşmak istiyorum.”1977 yılında yapılan yerel seçimlerde, Elazığ Belediye Başkanlığı Bağımsız Adayı Fazlı Uğur için "DERSİM PALU ELELE” sloganını atmıştık. Bu sloganın etrafında  çok önemli oranda Palu’nun Şafii Kürtleri ile Dersim’in Alevi Kürtlerini bir araya getirmeyi başarmıştık. Seçimi de  çok az bir farkla kaybettik” demişti.  Biri olumsuz , diğeri ise olumlu yönde yaşanan  bu  iki olaydan yola çıkarak bazı tespitleri yapmak istiyorum.


Halen aşiretçiliği, mezhepçiliği ve bölgeciliği aşamamış bir Kürt toplumu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Geçmişte  PSK ve KKP gibi solcu kürt partilerinin rolü olmakla birlikte, sevabıyla-günahıyla PKK' nin varlığı, Türkiye'deki sosyal ve siyasal değişimi derinden etkilediği gibi, Alevi ve Şafii Kürtlerin üzerinde de çok büyük bir etki yaratmıştır. Kürtlerin büyük çoğunluğu İslam’ın Şafii Mezhebinden oldukları bilinmektedir. Bu anlamda, Kürtlerin önemli bir kesimi PKK’nin etkisinde bulunduğu da inkar edilemez bir gerçektir. PKK kadrolarının bir bölümünün alevi olması ve en önemlisi de  tamamına yakın solcu ve Marksist kökenli olmalarından dolayı, örgütün etkisinde bulunan Şafii kürtlerin Alevi kürtlere karşı çok büyük oranda olumlu bir yaklaşım gösterdiğini, aynı şekilde alevi Kürtlerin de Şafii Kürtlere bakışı önemli ölçüde  değiştiğini  görmekteyiz. Alevi ve Şafii Kürtleri bir araya getirmeyi başarabilen yetmişli yılların sol hareketine de borçlu olduğumuzu unutmamalıyız.

Bu sebeple, devletin gücünü elinde bulunduran statükocu anlayışın, çoğu zaman öne sürdükleri “Bölücü ve irticacı hareketlere karşı Aleviler bu ülkenin  Atatürkçü vatansever ve Laikliğin sigortası olan yurttaşlarımızdırlar” şeklindeki propagandası artık aleviler tarafından itibar görmemektedir. Bu defa, Türkiye’de var olan çeşitli ırklardaki Alevilerin kürt hareketine destek vermelerini engellemek  için, alevi örgütlenmelerine bilerek göz yummuşlardır. Bu gün yetersiz olmakla birlikte, Alevilerin de  basın-yayın alanında önemli bir kazanım elde ettiklerini, güçlü örgütlenmelerin içine girdiklerini sevinçle görmekteyiz. Aleviler, her ne sebeple olursa olsun, bu kazanımlarını kürt hareketi sayesinde elde ettiklerini  göz ardı etmemelidirler.

Yine değişik dinlerde, mezheplerde ve inançlarda olan Kürtler ile diğer Türk, Süryani ve benzeri halkların bir arada nasıl tutulacağını, en güzel örneğini MED-MEDYA-ROJ TV.nin izlediği yayın politikasıyla da görmek mümkündür. Bunlar benim yaptığım tespitlerdir. Hatalı veya eksik değerlendirmelerim olabilir. Bunu da okuyucuların takdirine bırakıyorum.

Benim yazılarım bir çok internet sitelerinde yayınlandığı gibi, ayrıca  MSN listeme kayıtlı olan yaklaşık 600 kişiye  de e-posta yolu ile  gönderilmektedir.Şimdi bu yazıyı okuyan bazı çeteci itirafçılar tarafından bana  “PKK yağcısı” dediklerini duyar gibiyim. Kendilerini Kürtlerin tek kurtarıcısı olarak görenler ise, daha önceki mesajlarında olduğu gibi yine “Mustafa Kemal ATATÜRK’ün uşağı,  kürt pazarlamacısı” diyeceklerdir. Ve her zamanki gibi sözüm onlara kendilerini Kemalist olarak lanse eden bazı tosunlar da, “vatan haini, bölücü” gibi suçlamaları yapacaklarını şimdiden söyleyebilirim.  Ayrıca, hala ortaçağ zihniyetiyle yaşayan bazı örümcek kafalı dincilerin de boş duracaklarını sanmıyorum. Onların da zaman zaman “dinsiz, kafir” gibi sıfatları kullanarak  tehdit ettiklerini unutmadım. Zaten bunların sayısı üç-beş kişiyi geçmez. Fakat, okuyucuların büyük çoğunluğundan olumlu yönde mesajlar alacağımı da biliyorum. İsteyen istediği şekilde yorumlayabilir. Ancak, daha önceki yazılarımdan dolayı böyle  bir çok suçlamayı ve  iftiraları içeren  saldırı nitelikli  mesajların gönderildiğini göz önüne alarak,  bu nitelikteki mesajlara kesinlikle cevap vermeyeceğimi, şimdiden söyleyebilirim. Diğer taraftan, görüşlerime katılmayan,  ya da yanlışlarımı tespit ederek eleştiri niteliğindeki mesajlar memnuniyetle cevaplanacaktır.      16.01.2007      

Mustafa  Elveren

Emekli Öğretmen

E-POSA         :  elverenmustafa@hotmail.com

WEB   SİTESİ:   www.komanweb.bravehost.com

 

 

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu