Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

ÖLME VE ÖLDÜRME YEMİNİ

Mustafa Elveren – Em. Öğrt

Askerlik yapanlar  bilirler, ilk acemilik döneminde yemin ettirilir. Ben de üç buçuk aylık askerlik dönemimde  böyle bir yemini yaptığımı hatırlıyorum. Türk Bayrağı’nın serili olduğu bir masanın etrafında; …. Atatürk ilke ve inkılaplarına …… Vatanımı koruyacağıma, ….. canımı seve seve vereceğime … şeklinde devam edip gidiyor.  Yani  askerliği “ölme ve öldürme sanatı” olarak tanımlayan rütbeli komutanlar, Devlet’in bu anlayışını yemine dönüştürüyorlardı.

Arka planlarına Atatürk’ün posterini ve özlü sözlerini yerleştirip, bayrak, Kuran ve silah üstüne “ölme ve öldürme” yeminini ettiren adamın konuşmasını Tv.den izlerken dehşete düştüm. Dikkat edilirse, bu adam ve benzerleri tarafından  “Vatanseverlik” ,  “Milliyetçilik” ve “Atatürkçülük”  maskesi altında kurulmuş  kulüp, vakıf ve dernek yöneticilerinin tamamı koltuk ve maddi çıkar paylaşımındaki anlaşmazlıklarından dolayı birbirleriyle kavgalı olduklarını basından öğrenmekteyiz. Yine bu kuruluşların yöneticilerinin hatta üyelerinin çoğu emekli rütbeli asker, emekli emniyetçi ve istihbaratçı polisler ile Devlet’in üst  kademesinde görev yapmış savcı, hakim ve müsteşar gibi emekli memurlardan oluşmaktadır. Durum böyle olunca da devletin her kademesinde rahatlıkla işlerini yürütebiliyorlar. Bir çok siyasi partilerle yandaşlık ilişkileri içindedirler. Bunların  İnternet üzerinde binlerce yayın siteleriyle, uydu ve kablo üzerinde yayın yapan televizyon kanalları, medyada bulunan gazete ve dergileriyle görünen yüzleridir. Esasen, arka planlarına yerleştirdikleri resmi ideolojinin simgeleriyle devlet destekli olduğunu söylemek de mümkündür.

Bunlar Mersin’de “Bayrak Provakasyonu”nu yaptıkları gün, Türkiye Genel Kurmay Başkanı ve diğer üst düzey askeri yetkililer tarafından Kürt halkını kast ederek “Sözde vatandaşlar” tabirini kullanmışlardı. O günü hiç unutmam, Türkiye’nin tüm şehir ve kasabalardaki  binaları ile sokaklarını bayraklarla donatmışlardı. O gün bir çok yerleşim birimlerinde bazı devlet yetkilileri ile provakasyonu yapanların yandaşları tarafından zorla bayrak astırdıklarını daha sonradan öğreniyoruz. Bu durum Devlet’in ta kendisi değil de, nedir? Bunun gizlisi-saklısı, derini-yüzeyi yoktur. Ancak, bir çok devlette olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde de kapalı kapılar ardında işleyen ve karanlık tarafları bulunan gizli bir devletin varlığı olduğunu, artık herkes tarafından bilinmektedir. Uluslar arası  istihbaratında kullanmak için oluşturulan devletin bu gizli pençesi, ne yazık ki, kendi halkına karşı acımasızca kullanılmaktadır. Bazen Atabaylar, Çakıcı, Nurişler gibi  çete-mafya şeklinde, kimi zaman da Danıştay saldırısı sanığı ile “Ölme ve öldürme” yeminini yapan “Ülkücü-milliyetçi” ve “vatansever“ gibi derneklerin maskesiyle karşımıza çıkmaktadırlar.

Böyle bir Devlete demokratik demek mümkün müdür? 4 veya 5 yılda bir göstermelik biçimde yapılan seçimleri demokrasiye referans olarak gösterenler  bilerek halkı yanıltıyorlar.

Mustafa Kemal’in posterleri ve Türk Bayrağı’nın önünde “ölme ve öldürme” yeminini yapan Devletin açığa çıkan bu gizli “Vatansever” pençesine karşı, Nazım’ın dediği gibi biz de “vatan haini”  olmaya devam edeceğiz. Ülkemizde “vatan- millet- bayrak- Sakarya” söylemiyle bu kadar çok “vatansever”ler olduğuna göre, bizim gibi “vatan hain”lerinin değeri ancak öldükten sonra  anlaşılabilecektir. 14.02.2007

Mustafa  Elveren

Emekli Öğretmen

E-POSA         :  elverenmustafa@hotmail.com

WEB   SİTESİ:   www.komanweb.bravehost.com

 

 

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu