ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET
Mustafa Elveren – Em. Öğrt.
Aslında dinlerin çıkış sebebine baktığımızda şu sonuca varabiliriz.
İslamiyet gibi diğer dinler de zalimliğe ve diktatörlerin baskılarına
karşı halklar direnerek peygamber unvanı ile önder kişilikler
yaratmışlardır. Ancak, bu dinler zamanla devletin resmi dini haline
gelmesiyle birlikte halk üzerindeki etkisi ve niteliği de değişmeye
başlamıştır. Dolayısıyla, ilk çıkışlarının tam tersine politik iktidar
sahipleri tarafından bir alet olarak kullanılmaya başlanmıştır.
İslam dini açısından konuya baktığımızda,
İslamiyet’in kimi yorumlarından kaynaklı görüşlerin ve bazen de dönemin
iktidarlarının politik çıkarları gereği olarak bir halkın toptan ölümünü
uygun gören fetvaları bile yayınlamışlardır. İslamcı olarak nitelenen bir
yazar dostum şunları söyledi. “Sorun
İslamiyet’in kendisinden kaynaklanmıyor. İslamiyet’in kimi yorumlarından
kaynaklanıyor. İslamiyet’in politik iktidar sahipleri tarafından bir alet
olarak kullanılmasından kaynaklanıyor.”
Bu görüşlerinde elbette doğruluk payı vardır. Zaten benim de anlatmak
istediğim buydu. Yani dini istedikleri zaman kendi çıkarları doğrultusunda
kullanabiliyorlar. Dolayısıyla halkları birbirine karşı kışkırtmanın da
önemli bir aracı haline getirilmesidir.
Ortadoğu’daki kan gölünü oluşturan emperyalist güçler hep din ve ona bağlı
mezhepleri kullanıp, halkları birbirlerine karşı kışkırtarak
kırdırtmaktadırlar. Kimi zaman Pakistan’da, Hindistan’da, Lübnan’da,
Afganistan’da, Filistin’de, İsrail’de, hatta ABD ve Avrupa ülkelerinde
bile dinlerin olumsuz etkileri görülmektedir. Günümüzde de şu anda canlı
tanığı olduğumuz Irak’taki çatışmaları körükleyen din ve mezheplerin rolü
artık herkes tarafından iyi bilinmektedir. Türkiye’de ise, sıkça yaşadığımız
bir olaydır. Din ve mezhep faktörünü kullanarak Sivas’ta, Maraş’ta, Gazi
Mahallesi’nde Alevilerin yakılmasına, katledilmesine Devlet göz yummuştur.
Ayrıca, Kürtler arasında da din ve mezhep çatışmaları hep körüklenmek
istenmiştir. Ancak, duyarlı Alevi ve Şafii Kürt aydınları tarafından bu
oyunların büyük kısmı boşa çıkarılmıştır.
Yıllarca cezaevinde kalmış olan Kürt siyasetçisi ve Diyarbakır Eski Belediye
Başkanı Sayın Mehdi Zana’nın, ’’Kürtler islamiyet’i kabul ettiklerinde
kaybettiler’’ şeklindeki sözleri, Kürt yazarları ve çizerleri arasındaki
seviyeli eleştiri kültürünün gelişmesine çok önemli katkılar yaptığını
düşünüyorum. Değerli Mehdi Zana tarih bilgilerinden ziyade, bizzat yaşadığı
tecrübelerinden hareketle bu sözleri söylemiştir. Esasen, diğer kürt aydın
ve yazarların da aynı cesareti gösterip, politik iktidar sahipleri
tarafından bir alet olarak kullanılan İslamiyet’in Kürtler üzerindeki
olumsuz etkilerini ortaya koymaları gerekir.
Karl Marks'ın "
Din halkın afyonudur. Ama din aynı zamanda ruhunu yitirmiş bir zamanın
ruhudur."
sözlerinden hareketle, şu gerçeği de vurgulamakta yarar vardır.
“Bu gün bizler islamı bir çırpıda
milyonlarca Kürdün kafasından silip atamadığımıza göre onun, Kürtlerin
trajaedisine sessiz kaldığını anlatmakla yükümlüyüz.”
(İslam
ümmetçiliği ve Kürtler-Nuri Aslan / Kurdistan-post 01.04.2007)
Bu tespit bence de
gerçekçi bir yaklaşımdır. Zaten bunları yaşayarak görüyoruz, bu bilgileri
yazmak için ayrıca din uzmanı olmaya gerek yoktur.
İslamcı olduğunu söyleyen bir kısım siyasetçiler ve yazarlar, başta Kürt
sorunu olmak üzere, neredeyse ülkenin tüm sorunlarının çözümü için İslam
dinini hep referans olarak gösteriyorlar. İşte benim itirazım da bunlaradır.
“Kelin merhemi olsa kendi başına sürer”. Bizim referansımız din
değil, demokrasi olmalıdır. İbadet anlamında isteyen istediği gibi inanma
özgürlüğünü yaşamalıdır. Fakat, dini siyasal amaçlarla kullanıp, hele hele
Ortadoğu’da ve Türkiye’de İslamiyet’i kullanarak halkları birbirine
kırdırtmaya asla taviz vermemeliyiz. Artık ırkçılık kadar din faktörü de
halklar arasında derin uçurumlar yaratmaktadır.
Şunu
da unutmamalıyız ki, iktidar sahipleri zaman zaman “Şeriat geliyor”
korkusunu yayarak islama karşı Alevileri, “din elde gidiyor” yaygarasıyla
Alevilere karşı da Müslümanları hep kışkırtmışlardır. Hatta “Ülke
bölünüyor” safsatasıyla, din ve mezhepleri kullanarak Kürtleri bile
birbirlerine karşı kışkırtmışlardır. Ne yazık ki bu tür kışkırtmaların
yaratılmasında din ve mezhep gibi değerleri kullanarak yapılması en kolay ve
en kanlı bir yöntemdir. Bu yöntem başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere,
Dünya’nın bir çok ülkesinde uygulandığını hep birlikte üzülerek görmekteyiz.
Benim
kıblem herkesçe kabul görebilecek evrensel demokrasidir. Demokrasi
anlayışım gereği de tüm dinlere ve inançlara saygılı olmak durumundayım.
Eğer bir dine ihtiyaç duyarsam, evrensel demokrasi kadar özgürlükleri içinde
barındıran, benim bildiğim anlamdaki Alevi dinini tercih ederim.
02.04.2007
Mustafa Elveren – Emekli Öğretmen
E-POSTA:
elverenmustafa@hotmail.com
YORUMLAR
Eleştiriye açık olmanız güzel.
Siteye baktım yorum ekleme kısmı yok siz istiyorsanız ekleyebilirsiniz.
Alevi kardeşlerimiz bu ülkede inançlarını istedikleri gibi yaşıyabilmelidir.Resmi ideolojinin dayattığı bir eğitim anlayışını tasvip etmiyorum.Her insan evladını kendi inançlarına göre yetiştirebilmelidir.Ve istemediği bir dersi bir insana zorla vermek zulümdür.Bende evladımı baş örtülü olarak okutabilmeli istediğim eğitimi ona verebilmeliyim.
Karl Max ile ilgili görüşünüze gelince ; dini afyon olarak gören inanç sadece İSLAM'a karşı değil tüm dinlere karşı aleviliğede karşıdır.Bir alevi kardeşimizin değer verdiği kutsallarına ve inancına uyuşturucu muamelesi yapan ve beşeriyeti sırf maddeden ibaret gören zihniyeti örnek vermeniz üzücü...
Kürtlerin yaşadığı sıkıntı çoğunluğunun mensup olduğu İSLAM dininden kaynaklanmamaktadır.İslamı daha doğrusu dini gericilik olarak gören , milletin inancına düşman olan , Türk'ün dışındaki tüm etnik unsurlara faşizan bir tutumla ayrımcılık yapan ve tek bir ulus devlet yaratmaya çalışan batıcı devşirmelerin zihni ve fiili zulmünden
kaynaklanmaktadır.
İSLAM bu topraklarda Türk,Kürt,Çerkez olsun derisinin rengine bakmadan tüm insanların gönüllerini kardeşlik bağları ile birbirine bağlamıştır.Kız almışız kız vermişizdir.
Her iktidarın bir ruhu vardır ve bu ruhu besleyende inançtır.Siyaset yönetmektir.Yönetimi inançtan soyutlayamazsınız.Her erkin bir dini vardır.İslam'ında yönetmeye dair siyasi hayata dair hükümleri vardır.
Kürt sorunun tek çözümü İSLAM'dır.İSLAM insanın mutluluk sorununa verilmiş TEK CEVAPTIR.
Saygılarımla
From: elverenmustafa@hotmail.com
To: dua019@hotmail.com
Subject: Re: ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET
Date: Thu, 30 Jul 2009 10:40:59 +0300
Merhabalar,
"ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET" başlıklı yazı, yaklaşık iki buçuk yıl önce yazmış olduğum bir makaledir. Eğer yazıyı dikkatlice okuduysanız, doğrudan İslam'a bir eleştiri yoktur. Ne zamanki resmi din haline geldiğinde yani egemenlerin emrine girdikten sonra tüm dinler ve benzer inançlar halkları birbirine
kırdırmak için araç olarak kullanıldığını bilinen bir gerçektir.
Sayın Okur,
Yazılarım internet üzerinden yayın yapan onlarca sitelerde ve bazı gazetelerde yayınlanmaktadır. Siz bu yazıyı hangi kaynaktan okuduğunuzu bilmediğim için, bu eleştiri - yorum yazınızı ancak www.gomanweb.com sitesinde ilgili yazının altına yorum olarak eklenebilir. Bunun için sizin olurunuz gereklidir. Eğer sizce de bir sakıncası yoksa, bu yazınızı söz konusu makalenin yayınlandığı Gomanweb sitesindeki sayfasının altına
yorum olarak eklemek istiyorum. Tabiki takdir sizindir.
Bilgilerinize iletir, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Yayın Yönetimi Adına
Mustafa Hoca
Sent: Thursday, July 30, 2009 9:54 AM
Subject: ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET
Merhaba
ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET adlı yazınızı okudum.
Bıçak ile isterseniz adam öldürürsünüz istersenizde ekmek kesersiniz."BIÇAK" ile adam öldürülüyor diye Bıçağı suçlayıp bıçağın gereksiz ve hiç kullanılmamasını söyleseniz bu haksızlık olur.
Evet tarihe baktığımızda İSLAM'ı kendi dünyalık saltanatı için araç olarak kullanan erkler olmuştur.Fakat onların karşısında da her zaman varlığını sürdüren zulme karşı koyan İslami Hareketlerde olmuştur.Tarih buna şahittir.
Tarih hak ile batılın mücadele alanıdır ve Adem'den günümüze kadar geçen sürede İSLAM zulmün ve zalimlarin karşısında HAKKın savaşını vermiştir.Mezhepçilik, cemaatçilik, ırkçılık zaten İSLAM'ın kabul etmeiği şeylerdir bunların var olmasının suçu İSLAM'ın değil Kendini İSLAM'a değil atalar dinine uydurmaya çalışan kişilerin vebalidir.
İslam fitne kalmayıncaya kadar savaşın der.Burda ki fitne İNANCA BASKIdır.İslam inanca baskıyı reddeder.Dine zorlama yoktur.İSLAM insana seçme özgürlüğü ve inancına göre yaşama özgürlüğü vermiştir.Bunun tarihte yanlış uygulamaları olmuştur ama bunun suçlusu İSLAM değildir.Mesela İslam fıkhının gelişmesine en çok katkıyı hristiyan rahiplerin
soruları yapmıştır.Çünki bir arada yaşıyabiliyorduk.
Demokrasi halkın oy kullanması , yönetime katılması unsurlarını içerir.İslam da da şura , biat ve seçme özgürlüğü vardır.Bu kavramlarle benzerlik gösterirler.Fakat demokrasi de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.İslam da ise egemenlik kayıtsız şartsız ALLAH'ındır.Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir olunca bu kanun yapmak şeklinde ortaya
çıkıyor.Kanınu kim yapacak hangi irade yada iradeler yapacak.O zaman bir çok akıl devreye giriyor .Kimin aklına göre yapacağız.En doğru akıl kimin aklı?
Dünyada ki kargaşaların asıl sebebide budur.İSLAM ise yaratan yarattığını ı bilmez mi diyor? Bizi en iyi bilen hükmü ortaya koymuştur.
Meclisler ne kadar halkın iradesini ortaya koyuyor yada Meclisler halkın üzerinde bir SALTANAT değil mi gibi soruları çoğaltabiliriz...
Birbirimizin cenneti oluruz inşaALLAH...
Saygılarımla...
Amerika Irak'ı demokrasi getirmek için
Fatih Sevimli / dua019@hotmail.com
30.07.2009 / Gomanweb
Öncellikle
düşüncelerinizi benimle paylaştığınız için teşekkür ederim.
Hepimizin ortak paydası iktidarların bizlerin üzerinde hakimiyetlerinin
hergeçen gün arttığı günümüzde değerlibir hocamın düşüncelerini benimle
paylasması beni çok mutlu etti...Az önce gazetede Alevi olduğu için okulda
bir öğretmein öldürüldüğü haberini okudum.Hala insanlar etnik kimlikleri
yüzünden öldürülüyor,geçmişinden ders alamayan bir toplumuz yada öyle
yetiştiriliyoruz. Düşüncelerimi yeterince ifade edemiyorum, yazılarınızı
bekliyorum...Saygılarımla...
Fatma Zincir
GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEKTEN KORKMAYIN
İslam dini açısından baktığımızda
iktidarların çıkarları gereği bir halkın toptan ölümünü uygun gören fetvalar
yayınlanmış diyorsun,söylermisin fetvayı veren İslam dini mi?yoksa çıkarları
için fetva veren çıkarcılar mı?Neden çıkarcılar açısından değilde,İslam
açısından bakıyorsun?Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayın.Mesela,marks'ın,len'nin,hitler'in,stalin'nin,mao'nun,v.b'lerinin
yaptığı toplu katliamlarıda mı?islamiyetin fetvasına göre işlediler.Tabiki
değil.Anlaşılıyor ki sorun,Din ve Mezheplerde değil onları kullanmaya
çalıştıklarını zannedenlerdedir.Neden zannedenler açısından değilde,İslam
açısından bakıyorsun?Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayın.Katliamları dini
benimseyenler değil,inkar edenlerin yaptığını ne zaman anlayacaksınız?Tarih
açık bir delil.Bir FATİH SULTAN MEHMET HAN'nın İstanbul'u fethinde karşı din
mensuplarına davranışını,bir SELAHATTİN EYYÜBİ'nin Kudus'ü aldığında yaptığı
iyilikleri ve karşı tarafın Müslüman coğrafyasını işkal ettiklerinde
işledikleri soykırımları görmek lazım.Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayın.Çok
örneklerden iki örnek verdim.Dini benimseyen yaşayan FATİH SULTAMN MEHMET
HAN ve SELAHATTİN EYYÜBİ'nin yaptıkları ile kominist dikdetörlerin
katliamlarını.Din sevgiyi,kardeşliği emreder.Önemli olan kendi veya toplumu
için çıkarlar değil,canlı,cansız bütün alem için çıkarlar
üretmektir.Gerçeklerle yüzleşmeten korkmayın.
Benim bildiğim Hz.ALİ(k.v)müslümandı.Din olarak islamiyeti seçen
ilklerdendi.Alevilik Hz.ALİ efendimizle bağlantılı olduğuna göre alevilik
dini ne oluyor.İşte evrensel demokrasi adı altında,fitne,fesat ve ayrımcılık
yapanlar olduğu müddetce çok işkaller,katliamlar olur.Sana
Kürtleri,Alevileri dinsizleştirme yolunda başarısızlıklar
dilerim.Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayın.
dadment
/ 06.04.2007 11:06:08
Güneşe gözünü kapatanlaradır
Bir padişah,sahibi olduğu ülkesine
hükmetmek için kanunlar hazırlar ve halkını itaati altında bulundurmak için
de kanunları tatbik edecek görevliler bulundurur.
Kainatın başında konan bir nizam aynı ihtişam ve ahenk içinde devam
etmektedir.Bu kadar muhteşem bir insanı,kainatı,canlı ve cansız herşeyi
yaratan ALLAH koyduğu umumi ve muhteşem kanunlarla alemin nizamını DİN yolu
ile PEYGAMBERLER vasıtasıyla onlara gönderilen kitaplarda
bildirmektedir.Peygamberleri halk değil HAK yaratmıştır.Bunuda din yoluyla
belirtiyor.Yazar dine ihtiyacı olmadığı yazıyor.O zaman kainatın yaratılması
hakkında akla şöyle sorular geliyor.
1.Kainatı sebebler mi icad ediyor?sebeblerin toplanmasıyla canlılar vücut mu
buluyor?
2.Kainat kendi kendine teşekkül ediyor,oluyor,bitiyor.
3.Tabiidir.Yani tabiat yapıyor.
4.ALLAH'ın kudretiyle icad ediliyor.Hey emekli yazar dinsizliği savunan ve
kabul etmeyen devletler teker teker yıkıldı.Siz hala oradamısınız?Müslüman
bir Kürt halkını dinsizleştirmeye çalışanlara yardım ediyorsun çook yazık.
gernas
/ 06.04.2007 09:21:56
NOT: bu yorumlar
http://www.amigra.org/nivis.asp?id=3084 sitesi'nden alınmıştır.
|