Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET

Mustafa Elveren – Em. Öğrt.

Aslında dinlerin çıkış sebebine baktığımızda şu sonuca varabiliriz. İslamiyet  gibi diğer dinler de zalimliğe ve diktatörlerin baskılarına  karşı halklar direnerek peygamber unvanı ile önder kişilikler yaratmışlardır.  Ancak, bu dinler zamanla devletin resmi dini haline gelmesiyle birlikte halk üzerindeki etkisi ve niteliği de değişmeye başlamıştır. Dolayısıyla, ilk çıkışlarının tam tersine  politik iktidar sahipleri tarafından bir alet olarak kullanılmaya başlanmıştır.

İslam dini açısından konuya  baktığımızda, İslamiyet’in kimi yorumlarından kaynaklı görüşlerin ve bazen de dönemin iktidarlarının  politik çıkarları gereği olarak bir halkın toptan  ölümünü uygun gören fetvaları bile yayınlamışlardır. İslamcı  olarak nitelenen  bir yazar dostum şunları söyledi. Sorun İslamiyet’in kendisinden kaynaklanmıyor. İslamiyet’in kimi yorumlarından kaynaklanıyor. İslamiyet’in politik iktidar sahipleri tarafından bir alet olarak kullanılmasından kaynaklanıyor.”  Bu  görüşlerinde elbette  doğruluk payı  vardır. Zaten benim de anlatmak istediğim buydu. Yani dini istedikleri zaman kendi çıkarları doğrultusunda kullanabiliyorlar. Dolayısıyla halkları birbirine karşı kışkırtmanın da önemli bir aracı haline getirilmesidir.

 Ortadoğu’daki kan gölünü oluşturan emperyalist güçler hep din ve ona bağlı mezhepleri kullanıp, halkları birbirlerine karşı kışkırtarak  kırdırtmaktadırlar. Kimi zaman Pakistan’da, Hindistan’da,  Lübnan’da,  Afganistan’da, Filistin’de, İsrail’de, hatta ABD ve  Avrupa ülkelerinde bile dinlerin olumsuz etkileri görülmektedir. Günümüzde de şu anda canlı tanığı olduğumuz  Irak’taki çatışmaları körükleyen din ve mezheplerin rolü artık herkes tarafından iyi bilinmektedir. Türkiye’de ise, sıkça yaşadığımız bir olaydır. Din ve mezhep faktörünü kullanarak Sivas’ta, Maraş’ta, Gazi Mahallesi’nde Alevilerin yakılmasına, katledilmesine Devlet göz yummuştur. Ayrıca, Kürtler arasında da din ve mezhep çatışmaları hep körüklenmek istenmiştir. Ancak, duyarlı Alevi ve Şafii Kürt aydınları tarafından bu oyunların büyük kısmı boşa çıkarılmıştır.

Yıllarca cezaevinde kalmış olan Kürt siyasetçisi ve Diyarbakır Eski Belediye Başkanı Sayın Mehdi Zana’nın, ’’Kürtler islamiyet’i kabul ettiklerinde kaybettiler’’ şeklindeki sözleri, Kürt yazarları ve çizerleri arasındaki seviyeli eleştiri kültürünün gelişmesine çok önemli  katkılar yaptığını  düşünüyorum. Değerli Mehdi Zana tarih bilgilerinden ziyade, bizzat  yaşadığı tecrübelerinden hareketle bu sözleri söylemiştir. Esasen, diğer kürt aydın ve yazarların da aynı cesareti gösterip, politik iktidar sahipleri tarafından bir alet olarak kullanılan İslamiyet’in Kürtler üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koymaları gerekir.

Karl Marks'ın " Din halkın afyonudur. Ama din aynı zamanda ruhunu yitirmiş bir zamanın ruhudur." sözlerinden hareketle, şu gerçeği de vurgulamakta yarar vardır. “Bu gün bizler islamı bir çırpıda milyonlarca Kürdün kafasından silip atamadığımıza göre onun, Kürtlerin trajaedisine sessiz kaldığını anlatmakla yükümlüyüz.” (İslam ümmetçiliği ve Kürtler-Nuri Aslan / Kurdistan-post 01.04.2007) Bu tespit bence de gerçekçi bir yaklaşımdır.  Zaten bunları yaşayarak görüyoruz, bu bilgileri yazmak için  ayrıca din uzmanı olmaya  gerek yoktur.

İslamcı olduğunu söyleyen bir kısım siyasetçiler ve yazarlar, başta  Kürt sorunu olmak üzere, neredeyse ülkenin tüm sorunlarının çözümü için  İslam dinini hep referans olarak gösteriyorlar. İşte benim itirazım da bunlaradır. “Kelin merhemi olsa kendi başına sürer”. Bizim referansımız din değil, demokrasi olmalıdır. İbadet anlamında isteyen istediği gibi inanma özgürlüğünü yaşamalıdır. Fakat, dini siyasal amaçlarla kullanıp, hele hele Ortadoğu’da ve Türkiye’de İslamiyet’i kullanarak halkları birbirine kırdırtmaya asla taviz vermemeliyiz. Artık ırkçılık kadar din faktörü de halklar arasında derin uçurumlar yaratmaktadır.

Şunu da unutmamalıyız ki, iktidar sahipleri zaman zaman “Şeriat geliyor” korkusunu yayarak  islama karşı Alevileri, “din elde gidiyor” yaygarasıyla Alevilere karşı da  Müslümanları hep  kışkırtmışlardır. Hatta “Ülke bölünüyor” safsatasıyla, din ve mezhepleri kullanarak Kürtleri bile birbirlerine karşı kışkırtmışlardır. Ne yazık ki bu tür kışkırtmaların yaratılmasında din ve mezhep gibi değerleri kullanarak yapılması en kolay ve en kanlı bir yöntemdir. Bu yöntem başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere, Dünya’nın bir çok ülkesinde uygulandığını hep birlikte üzülerek görmekteyiz.

Benim kıblem herkesçe kabul görebilecek  evrensel demokrasidir. Demokrasi anlayışım gereği de tüm dinlere ve inançlara saygılı olmak durumundayım. Eğer bir dine ihtiyaç duyarsam, evrensel demokrasi kadar özgürlükleri içinde barındıran, benim bildiğim  anlamdaki Alevi dinini tercih ederim.

02.04.2007

Mustafa Elveren – Emekli Öğretmen

E-POSTA:  elverenmustafa@hotmail.com


YORUMLAR 


Eleştiriye açık olmanız güzel.

Siteye baktım yorum ekleme kısmı yok siz istiyorsanız ekleyebilirsiniz.
 
Alevi kardeşlerimiz bu ülkede inançlarını istedikleri gibi yaşıyabilmelidir.Resmi ideolojinin dayattığı bir eğitim anlayışını tasvip etmiyorum.Her insan evladını kendi inançlarına göre yetiştirebilmelidir.Ve istemediği bir dersi bir insana zorla vermek  zulümdür.Bende evladımı baş örtülü olarak okutabilmeli istediğim eğitimi ona verebilmeliyim.
 
Karl Max ile ilgili görüşünüze gelince ; dini afyon olarak gören inanç sadece İSLAM'a karşı değil tüm dinlere karşı aleviliğede karşıdır.Bir alevi kardeşimizin değer verdiği kutsallarına ve inancına uyuşturucu muamelesi yapan ve beşeriyeti sırf maddeden ibaret gören zihniyeti örnek vermeniz üzücü...
 
 Kürtlerin yaşadığı sıkıntı çoğunluğunun mensup olduğu İSLAM dininden kaynaklanmamaktadır.İslamı daha doğrusu dini gericilik olarak gören , milletin inancına düşman olan , Türk'ün dışındaki tüm etnik unsurlara faşizan bir tutumla ayrımcılık yapan ve tek bir ulus devlet yaratmaya çalışan batıcı devşirmelerin zihni ve fiili zulmünden kaynaklanmaktadır.
 
İSLAM bu topraklarda Türk,Kürt,Çerkez olsun derisinin rengine bakmadan tüm insanların gönüllerini kardeşlik bağları ile birbirine bağlamıştır.Kız almışız kız vermişizdir.
 
Her iktidarın bir ruhu vardır ve bu ruhu besleyende inançtır.Siyaset yönetmektir.Yönetimi inançtan soyutlayamazsınız.Her erkin bir dini vardır.İslam'ında yönetmeye dair siyasi hayata dair hükümleri vardır.
 
Kürt sorunun tek çözümü İSLAM'dır.İSLAM insanın mutluluk sorununa verilmiş TEK CEVAPTIR.
 
Saygılarımla


From: elverenmustafa@hotmail.com
To: dua019@hotmail.com
Subject: Re: ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET
Date: Thu, 30 Jul 2009 10:40:59 +0300
 

Merhabalar,
 
"ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET" başlıklı yazı, yaklaşık iki buçuk yıl önce yazmış olduğum bir makaledir. Eğer yazıyı dikkatlice okuduysanız, doğrudan İslam'a bir eleştiri yoktur. Ne zamanki resmi din haline geldiğinde yani egemenlerin emrine girdikten sonra tüm dinler ve benzer inançlar halkları birbirine kırdırmak için araç olarak kullanıldığını bilinen bir gerçektir.
 
Sayın Okur,
Yazılarım internet üzerinden yayın yapan onlarca sitelerde ve bazı gazetelerde yayınlanmaktadır. Siz bu yazıyı hangi kaynaktan okuduğunuzu bilmediğim için, bu eleştiri - yorum yazınızı ancak www.gomanweb.com sitesinde ilgili yazının altına yorum olarak eklenebilir. Bunun için sizin olurunuz gereklidir. Eğer sizce de bir sakıncası yoksa, bu yazınızı söz konusu makalenin yayınlandığı Gomanweb sitesindeki sayfasının altına yorum olarak eklemek istiyorum. Tabiki takdir sizindir.
 
Bilgilerinize iletir, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
 
Yayın Yönetimi Adına
Mustafa Hoca

 
Sent: Thursday, July 30, 2009 9:54 AM
Subject: ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET

Merhaba
 
ELEŞTİRİ, KÜRTLER VE İSLAMİYET adlı yazınızı okudum.
 
Bıçak ile isterseniz adam öldürürsünüz istersenizde ekmek kesersiniz."BIÇAK" ile adam öldürülüyor diye Bıçağı suçlayıp bıçağın gereksiz ve hiç kullanılmamasını söyleseniz bu haksızlık olur.
 
Evet tarihe baktığımızda İSLAM'ı kendi dünyalık saltanatı için araç olarak kullanan erkler olmuştur.Fakat onların karşısında da her zaman varlığını sürdüren zulme karşı koyan İslami Hareketlerde olmuştur.Tarih buna şahittir.
 
Tarih hak ile batılın mücadele alanıdır ve Adem'den günümüze kadar geçen sürede İSLAM zulmün ve zalimlarin karşısında HAKKın savaşını vermiştir.Mezhepçilik, cemaatçilik, ırkçılık zaten İSLAM'ın kabul etmeiği şeylerdir bunların var olmasının suçu İSLAM'ın değil Kendini İSLAM'a değil atalar dinine uydurmaya çalışan kişilerin vebalidir.
 
İslam fitne kalmayıncaya kadar savaşın der.Burda ki fitne İNANCA BASKIdır.İslam inanca baskıyı reddeder.Dine zorlama yoktur.İSLAM insana seçme özgürlüğü ve inancına göre yaşama özgürlüğü vermiştir.Bunun tarihte yanlış uygulamaları olmuştur ama bunun suçlusu İSLAM değildir.Mesela İslam fıkhının gelişmesine en çok katkıyı hristiyan rahiplerin soruları yapmıştır.Çünki bir arada yaşıyabiliyorduk.
 
Demokrasi halkın oy kullanması , yönetime katılması unsurlarını içerir.İslam da da şura , biat ve seçme özgürlüğü vardır.Bu kavramlarle benzerlik gösterirler.Fakat demokrasi de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.İslam da ise egemenlik kayıtsız şartsız ALLAH'ındır.Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir olunca bu kanun yapmak şeklinde ortaya çıkıyor.Kanınu kim yapacak hangi irade yada iradeler yapacak.O zaman bir çok akıl devreye giriyor .Kimin aklına göre yapacağız.En doğru akıl kimin aklı?
Dünyada ki kargaşaların asıl sebebide budur.İSLAM ise yaratan yarattığını ı bilmez mi diyor? Bizi en iyi bilen hükmü ortaya koymuştur.
 
Meclisler ne kadar halkın iradesini ortaya koyuyor yada Meclisler halkın üzerinde bir SALTANAT değil mi gibi soruları çoğaltabiliriz...
 
Birbirimizin cenneti oluruz inşaALLAH...
 
Saygılarımla...
Amerika Irak'ı demokrasi getirmek için
 
Fatih Sevimli /
dua019@hotmail.com

30.07.2009 / Gomanweb


Öncellikle düşüncelerinizi benimle paylaştığınız için teşekkür ederim.

 Hepimizin ortak paydası iktidarların bizlerin üzerinde hakimiyetlerinin hergeçen gün arttığı günümüzde değerlibir hocamın düşüncelerini benimle paylasması beni çok mutlu etti...Az önce gazetede Alevi olduğu için okulda bir öğretmein öldürüldüğü haberini okudum.Hala insanlar etnik kimlikleri yüzünden öldürülüyor,geçmişinden ders alamayan bir toplumuz yada öyle yetiştiriliyoruz. Düşüncelerimi yeterince ifade edemiyorum, yazılarınızı bekliyorum...Saygılarımla... 

Fatma Zincir


GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEKTEN KORKMAYIN

İslam dini açısından baktığımızda iktidarların çıkarları gereği bir halkın toptan ölümünü uygun gören fetvalar yayınlanmış diyorsun,söylermisin fetvayı veren İslam dini mi?yoksa çıkarları için fetva veren çıkarcılar mı?Neden çıkarcılar açısından değilde,İslam açısından bakıyorsun?Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayın.Mesela,marks'ın,len'nin,hitler'in,stalin'nin,mao'nun,v.b'lerinin yaptığı toplu katliamlarıda mı?islamiyetin fetvasına göre işlediler.Tabiki değil.Anlaşılıyor ki sorun,Din ve Mezheplerde değil onları kullanmaya çalıştıklarını zannedenlerdedir.Neden zannedenler açısından değilde,İslam açısından bakıyorsun?Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayın.Katliamları dini benimseyenler değil,inkar edenlerin yaptığını ne zaman anlayacaksınız?Tarih açık bir delil.Bir FATİH SULTAN MEHMET HAN'nın İstanbul'u fethinde karşı din mensuplarına davranışını,bir SELAHATTİN EYYÜBİ'nin Kudus'ü aldığında yaptığı iyilikleri ve karşı tarafın Müslüman coğrafyasını işkal ettiklerinde işledikleri soykırımları görmek lazım.Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayın.Çok örneklerden iki örnek verdim.Dini benimseyen yaşayan FATİH SULTAMN MEHMET HAN ve SELAHATTİN EYYÜBİ'nin yaptıkları ile kominist dikdetörlerin katliamlarını.Din sevgiyi,kardeşliği emreder.Önemli olan kendi veya toplumu için çıkarlar değil,canlı,cansız bütün alem için çıkarlar üretmektir.Gerçeklerle yüzleşmeten korkmayın.
Benim bildiğim Hz.ALİ(k.v)müslümandı.Din olarak islamiyeti seçen ilklerdendi.Alevilik Hz.ALİ efendimizle bağlantılı olduğuna göre alevilik dini ne oluyor.İşte evrensel demokrasi adı altında,fitne,fesat ve ayrımcılık yapanlar olduğu müddetce çok işkaller,katliamlar olur.Sana Kürtleri,Alevileri dinsizleştirme yolunda başarısızlıklar dilerim.Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayın.

dadment / 06.04.2007 11:06:08


Güneşe gözünü kapatanlaradır

Bir padişah,sahibi olduğu ülkesine hükmetmek için kanunlar hazırlar ve halkını itaati altında bulundurmak için de kanunları tatbik edecek görevliler bulundurur.
Kainatın başında konan bir nizam aynı ihtişam ve ahenk içinde devam etmektedir.Bu kadar muhteşem bir insanı,kainatı,canlı ve cansız herşeyi yaratan ALLAH koyduğu umumi ve muhteşem kanunlarla alemin nizamını DİN yolu ile PEYGAMBERLER vasıtasıyla onlara gönderilen kitaplarda bildirmektedir.Peygamberleri halk değil HAK yaratmıştır.Bunuda din yoluyla belirtiyor.Yazar dine ihtiyacı olmadığı yazıyor.O zaman kainatın yaratılması hakkında akla şöyle sorular geliyor.
1.Kainatı sebebler mi icad ediyor?sebeblerin toplanmasıyla canlılar vücut mu buluyor?
2.Kainat kendi kendine teşekkül ediyor,oluyor,bitiyor.
3.Tabiidir.Yani tabiat yapıyor.
4.ALLAH'ın kudretiyle icad ediliyor.Hey emekli yazar dinsizliği savunan ve kabul etmeyen devletler teker teker yıkıldı.Siz hala oradamısınız?Müslüman bir Kürt halkını dinsizleştirmeye çalışanlara yardım ediyorsun çook yazık.

gernas / 06.04.2007 09:21:56

NOT: bu yorumlar http://www.amigra.org/nivis.asp?id=3084 sitesi'nden alınmıştır.

 

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu