CART-CURT SESİ VE KÜRT KORKUSU
Mustafa
Elveren – Em. Öğrt
Bilindiği gibi Türkiye’de önümüzdeki Mayıs Ayında Cumhurbaşkanlığı ve Kasım
Ayında ise, Milletvekili seçimi yapılacaktır. Seçim tarihleri yaklaştıkça
Devletin gerilim ve korku üreten politikaları da tırmanarak devam
etmektedir.
Kısa
adı Özgür-Der olan ÖZGÜR DÜŞÜNCE VE EĞİTİM HAKLARI DERNEĞİ Diyarbakır
Şubesi, İnsan Hakları İzleme Komisyonu tarafından “MART 2007 HAK İHLALLERİ
DEĞERLENDİRME RAPORU” yayınlandı. Mart ayı boyunca basın-yayın organlarını
çok iyi bir şekilde takip edilerek hazırlandığını söyleyebilirim. Bu konuda
emeği geçen dernek çalışanlarını ve yöneticilerini kutluyorum.
Rapordan anlaşılacağı gibi, büyük çoğunluğu DTP’liler olmak üzere, siyasi
partililere dönük tutuklamalar, soruşturmalar ve gözaltları gibi hak
ihlalleri ile dolu bir Mart Ayı geçirdik.
Kürt korkusu sebebiyle, siyah cüppeliler ile yeşil cüppeliler iktidar
paylaşımı için kıyasıya çatışıyorlar. Ankara’da “Kızıl Elma”cı sahte solcu
Kemalistlerin organize ettiği, CHP, DSP, İP vb. partilerin de içinde yer
aldığı, siyah cüppeli rektör ve profların önde yürüdüğü bu günkü miting beni
çok düşündürdü. Göğüslerine Atatürk resmini yapıştırmış, ellerindeki Türk
Bayrağını hangi düşmana karşı salladıklarını hala beni düşündürüyor. Çünkü,
kendi vatandaşlarının bir bölümüne karşı bayrak sallayarak düşman gösteren
hiç bir ülke yoktur. Demokratik bir hakkın kullanılmasına karşı olmam
elbette mümkün değildir. İşin ilginç olan yanı ise, bu mitingi düzenleyen ve
destekleyenlerin çoğu devletten geçinen emekli olmuş üst düzey bürokratlar
ile hala üniversitelerde görev yapan prof. düzeyindeki bürokratların
olmasıdır. Bu zihniyet, kendisinden başka herkesi “vatan haini” olarak
görüyor. Bunları artık çok iyi tanıyoruz.
Beni asıl düşündüren bir noktaya daha vurgu yapmak istiyorum. Bu tür
mitinglere bazı Alevi kurum ve kuruluşların destek vermesi çok üzücüdür.
Çünkü bu sahte Kemalist solcuların Alevilere bakışı, AKP’den daha berbat
durumdalar. Eski Genel Kurmay Başkanlığı Genel sekreterlerinden Emekli bir
generalin görevi sırasında, Avrupa’nın bir ülkesinde yaptığı konuşmada “Cem
Evleri bölücülüktür” dediğini o günkü basın haberlerinden hatırlıyorum.
Ayrıca, KESK, DİSK gibi sendikaların, Mimarlar Odası ve benzeri sivil toplum
kuruluşlarının bu mitinglere alet olmamaları gerekir. Yeşil cüppeliler ile
siyah cüppelilerin Cumhurbaşkanlığı makamı için birbirlerine karşı
yaptıkları mücadelede, demokratik sol güçlerin ya da demokrasi güçlerinin
burada taraf olmaları söz konusu olamaz.
AKP
ile CHP’nin oyununa gelmemeliyiz. Biri laikliği , diğeri ise türbanı
kullanıyor. AKP çözülmesi çok kolay olan türban sorununu askıya alarak,
yeşil cüppelilerin sırtını sıvazlayıp, onların üzerinde siyasi rant
sağlamaya çalışıyor. Diğer taraftan, kürt sorunu için aynı demokratik
tepkiyi gösterenleri “vatan haini” olarak gören, onların üstüne gaz
bombalarını atarak saldıran AKP’li İç İşleri Bakanlığı’nın emrindeki
polisler, “Kızıl Emacı”lara karşı kuzu, demokrasi ya da demokratik sol
güçlerine karşı kurt oluyorlar.
Bu
hafta Komanweb’te yayınlanan iki değerli yazarın yazılarından etkilenerek,
bu makalenin başlığını “CART-CURT
SESİ VE KÜRT KORKUSU” olarak yazdım.
Her iki yazarımızdan kısa alıntılar
yapmak istiyorum.
TEMAN DEP ismi ile yazan Sevgili
Feyzi Hocam haklı olarak şu serzenişte bulunuyor. “Kart-kurt
tezine göre; Kürdler, dağlı Türklerdir. Karda yürürken çıkarılan kart-kurt
sesinden dolayı bu Türklere Kürt denilmiş. Hey aslanım tez savunucuları size
soruyorum! Kar yalnız Mezopotamya’da veya Anadolu’da mı var? Başka yerlerde
ki kar,örneğin; Amerika’daki veya Rusya’daki kar; kart-kurt degil de
afedersiniz cart-curt sesi mi çıkarıyor? Eger cart-curt sesi çıkarıyorsa
neden buralarda kimselere, cart veya curt adını vermediler? ”
Sevgili Metin Aktaş ise, “Son
günlerde Kürt korkusu bütün korkularımızı unutturacak kadar büyütüldü. Koca
koca adamlar, proflar,paşalar, politikacılar,sendikacılar, işçiler,
köylüler, işsizler, öğrenciler öyle akla mantığa sığmaz şeyler anlatıyorlar
öyle garip davranışlarda bulunuyorlar ki bir Kürt olarak bazen ben bile
kendimden korkmaya başlıyorum.”
Gerçekten de çok anlamlı,
üzerinde düşünülmesi gereken bu iki alıntıyı bu sayfaya taşıyarak,
okuyucularla paylaşmak istedim. Demokratik sol güçlerinin mücadelesi ile
Türkiye’de demokrasinin yerleşeceğini umuyor ve diliyorum. 15.04.2007
Mustafa Elveren – Emekli
Öğretmen
elverenmustafa@hotmail.com
YORUMLAR
(E-posta ile
gelen yorumlar)
Sevgili Mustafa Elveren Bey,
Sizi tanımıyorum, ama gönderdiğiniz yazıyı beğendim.Sizi kutlarım.
Dilinize sağlık. Bir Kart- Kurt ulusuna ait bir insan olarak böyle yazılar
bana göndermenizde sakınca yok. bilgilendirmeniz için teşekkür
ederim.Sevgi ve saygılarımla.
Nusret AGİR.
|