CEM VAKFI, ALEVİLER, DTP VE MHP
Mustafa Elveren
Bundan sonra CHP yerine MHP’nin devletin siyasi kanadı olduğunu söyleyebilir
miyiz? Bence olabilir. 22 Temmuz seçimlerindeki MHP’nin başarısı bir çok
kişiyi ve kuruluşu etkilediğini görmekteyiz. Bunlardan en önemlisi ise,
Aleviler adına hareket ettiğini söyleyen Cumhuriyet Eğitim Merkezi (CEM)
Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’ı ve Kürdleri temsil iddiasında olan Demokratik
Toplum Partisi (DTP)’nin Genel Başkanı Sayın Ahmet Türk’ü örnek
gösterebiliriz.
MHP’nin düzenleyeceği Erciyes Kurultay’ına bazı Alevilerin de katılması için
CEM Vakfı Genel Başkanı Prof.İzzettin Doğan tarafından MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli’ye devamlı çağrı yapılmaktadır. Zaten CEM Vakfı’nın
seçimlerde MHP’yi dolaylı olarak desteklediğini biliyoruz. Her nedense bu
zat, Alevileri zorlama yöntemlerle islam’ın içine sokup, yıllardır eritme
politikasını da yürüttüğünü görmekteyiz. Babasının siyasi mirasını başarılı
bir şekilde devam ettirdiğini söylemek mümkündür.
Bu seçimlerde yüzde 47 oy alan Ak Parti yerine yüzde 14 oy almış MHP’nin
devlet katında daha çok itibar görüp, ön plana çıkarılmasının bir anlamı yok
mu? Buradan hareketle, bunca büyük alevi dernekleri ve birlikleri varken,
hiç Alevilikle ilgisi olmayan İzzettin Doğan gibi kişilikler neden aleviler
adına hep ön plana çıkartılıyor? Devletten beslenen bu ve benzeri
Aleviciler devlet içinde bir siyasi ayak oluşturmuş olabilirler mi? Bu
soruları daha da çoğaltabiliriz. Fakat, ne yazık ki, bu sorulara ben de net
cevaplar veremiyorum. Çünkü, elimizde yeterli kanıtlar olsa dahi, bu
antidemokratik sistem içerisinde ispatlamak çok zordur.
İzzettin Doğan’ın
görmek istemediği Alevi kuruluşlarının söylediklerine de bir göz atmakta
yarar vardır. ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU Genel Sekreteri Turan Eser
tarafından yayınlanan bildiride
“ALEVİLER
MHP’DEN DAVET DEĞİL, ÖZÜR VE TARİHSEL YÜZLEŞME BEKLİYOR!”
denilmektedir.Yine
Türkiye’nin en büyük Alevi derneklerinden biri olan Pir Sultan Abdal Kültür
Derneği (PSAKD) ise, CEM Vakfı ile MHP yakınlaşması için “YOL
DÜŞKÜNÜ i.DOĞAN ile MHP FLÖRTÜ”
olarak
nitelendirmektedir. Eğer toplumsal barış adına bir şeyler yapılmak
isteniyorsa, bu kuruluşların da açıklamaları devlet tarafından dikkate
alınması gerekir.
Diğer taraftan TBMM’deki yemin töreni sırasında DTP Genel Başkanı Sayın
Ahmet Türk’ün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin elini sıkarken iki
büklüm olmasını bir DTP üyesi olarak içime sindiremedim. DTP’nin
oluşturduğu bu cıvık çamur bazı muhalif Kürd yazarları ile bir kısım sol
guruplar tarafından sürekli yüzümüze serpilmektedir.
DTP’nin dialogtan ve barıştan yana olmasını çok önemsiyorum. Ancak, bunu
yaparken iki büklüm olmaya da gerek yoktur. Her işin bir bedeli olduğu gibi,
barış içinde eşit ve özgürce yaşamanın da bir bedeli vardır. Çünkü, savaştan
ve devletten beslenenlerin sürekli provakasyon yaratacaklarını bilmeleri
gerekir. Bunu kimi zaman sahte dostluk elini uzatarak, kimi zaman da tehdit
ederek yapabilirler. Ama, her uzatılan eli tümden de reddetmek doğru bir
yaklaşım olmaz.
Toplumsal barışın sağlanmasının en önemli kurallarından biri de,
kimliklerin ve inançların eşit duruma getirilmesidir. Birinin diğerinden
üstün kılınması veya daha çok ön plana çıkarılması halinde ırkçılığı ve
şovenizmi körüklemekten başka hiç bir işe yaramayacaktır. “Özgür ve eşit
yurttaş” bilincinden hareketle, sorunların önemli bir bölümünü çözmek
olasıdır.
Kürdler, Aleviler, Solcular, DTP’liler, MHP’liler vs. hiç kimse bana
kızmasın. Çünkü ben gözlemlerimi ve düşüncelerimi evirmeden-çevirmeden,
saklamadan içimden geçenleri aynen yazdım. Eğer kızanlar varsa, şimdiden
onlardan özür diliyorum.
11.08.2007
Mustafa Elveren – Emekli
Öğretmen
E-POSTA:
elverenmustafa@hotmail.com
WEB:
www.gomanweb.com
|