VATAN-MİLLET-BAYRAK-DİN-ADINA CİNAYET İŞLEYEN SAHTEKARLAR
Mustafa Elveren
Türkiye’nin son yüzyıllık geçmişinde meydana gelen olayları göz önüne almak
suretiyle bazı tespitleri yapmak mümkündür. Çok yakın tarihimizdeki On iki
Eylül Darbesi öncesinde bizzat yaşadığımız olayların aynısını bu gün de
yaşamaktayız. Çünkü, o günlerde işlenen cinayetlerin tetikçileri,
vatan-millet-bayrak-din adına bu olayları yaptıklarını hep söylüyorlardı.
Vatan-millet-bayrak-Atatürk-din adına cinayet işlediklerini söyleyen bu
sahtekarlar böylece 12 Eylül askeri darbesine zemin hazırlanmışlardır. Öyle
anlaşılıyor ki, geçmiş olaylardan ders çıkarılmamıştır.
Sanki içtiği Ermeni kanı ile göbeği şişen, şeklen insana benzeyen,
dazlak-kurt kafalı sözde sanatçı İ.Türüt ile O.Arif gibi “Müslüman-Türk
vatansever” yaratıkların, Hırant Dink’in katiline övgüler dizip, demokrasi,
barış ve özgürlük savunucularını tehdit ettiklerini basından öğrenmekteyiz.
Her şeyi vatan-millet-bayrak-din-Atatürk için yaptıklarını söylemeyi de
ihmal etmiyorlar. Böyle mesajların şifreli olduğunu düşünüyorum. Bu tür
faşist ve ırkçı yaklaşımlar ülkeyi her gün daha çok çatışma ortamına
sürüklemektedir.
Söyleyenlerden ziyade, söyletenlere bakmak gerekiyor. Bu adamlar böyle bir
cesareti kendilerinde bulup, katili överek demokrasi güçlerine açıkça
tehditler savurarak, Türkiye’nin durumunu gözler önüne sermektedirler. Bu
olayı yapanlar iki kişiden ibaret olmadığı, bunun bir organizasyonun parçası
olduğu söylenmektedir. Bunların sponsor destekçileri de, insan hakları
savunucularını ve kuruluşlarını çifte standartlı davranmakla, hatta vatan
hainliği ile suçlayıp, bu plana dahil edeceklerini söylemek bir kehanet
değildir. Yani bilinen o eski senaryolardan bir tanesi yeniden sahneye
konulmuş bulunmaktadır. Tabi ki, tüm bunlar vatan-millet-bayrak-din-Atatürk
adına yaptıklarını söyleyeceklerdir.
Çok yazık, ülkemizde kahramanlık edebiyatının neredeyse tamamı katillerin
döktüğü kan üzerine yazılmıştır. Yeter artık. Biraz insanlık ve dostluk
edebiyatının zamanı gelmedi mi? Bu coğrafyada artık atın sırtında kılıç
sallayarak katliam yapan talancılar engellenmelidir. Aksi durumda,
Türkiye’yi uluslar arası arenada tecrit etmekten kurtaramayacaklardır.
Dolayısıyla, o çok hassas dedikleri bölünmenin kaçınılmaz olacağı
bilinmelidir.
Demokrasi anlayışını yeniden tartışmak zorundayız. Dünya’nın demokratik
ülkelerinde barış ve demokrasiyi savunanlar her zaman takdir
toplamaktadırlar. Bizde ise, utanç verici insanlık suçları olabildiğine
serbest olmasına karşılık, demokrasi, insan hakları ve barışı savunmak suç
olmaktadır. Bunun en son örneği olarak Prof. Baskın Oran’ı, Prof. İbrahim
Kaboğlu’yu ve Orhan Pamuk’u gösterebiliriz.
Katil ve suçlular birer mayın gibidirler. Yarın hepimize ve çocuklarımıza
çarpabilir. Masum bir bebekten İsmail
Türüt gibilerini çıkaran bu sistem sorgulanmadıkça, barışın ve kardeşliğin
oluşması zor görünüyor. İnsanlarımızın beynini sadece
vatan-millet-bayrak-din-Atatürk gibi kavramları doldurmakla vatan sever
yapılmaz. Esas vatanseverlik evrensel demokrasinin oluşmasına katkı sunmakla
olur. “TÜRK’ÜN
TÜRK’TEN BAŞKA DOSTU YOKTUR” diyenler bu ülke için hiç bir şey
yapamayan
VATAN-MİLLET-BAYRAK-DİN-ADINA CİNAYET İŞLEYEN SAHTEKARLAR olarak anılacaklardır.
20.09.2007
Mustafa Elveren – Emekli
Öğretmen
E-POSTA:
elverenmustafa@hotmail.com
info@gomanweb.com
WEB:
www.gomanweb.com
E-posta İle Gelen Yorumlar:
ahmet KARADENİZ -
1980'lerden bugünümüze bakarsak ,geçmişte yaşanılan olaylar günümüzdede
halene yaşanmaya ve yaşatılmaya devam ediyor.12 Eylül darbesiyle degişen
düzen,halene devam etmekte. Hocam bir konuya deginmişsiniz; ismail Türüt
ve ozan Ariften bahsetmişsiniz,evet yapana birde yaptırana bakmak lazım
gerçekten.Bizim ülkemizde aydın insanların olsun sanatçıların olsun,
şairlerin olsun gerçi hepsi birer aydın ama böyle insaları bü ülkede
yaşama şansı vermezler çünkü ;öyle bir hale gelinmiş ki ancak buna bozuk
düzenin bozuk kırıntıları diyebiliriz.İsmail türütün yorumladıgı parçayı
gerçekten kınıyorum. Burada Hrant DİNK in katilerini,miti.kontrgerillayı
ve akp ,ABD işbirlikçilerini övmüştür ve ortalıgı karıştırmaya yönelik bir
pravokatörlüktür.
|