Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu

 

 

Sivas Şehitleri

 

 

1 Ocak 2007 Tarihinden İtibaren HİT

KAZI KAZAN DÜZENİ

Mustafa Elveren

Baskıcı ve militarist rejim kendini yaşatabilme uğruna Türkiye toplumunun beynine  hep ırkçılığı, gericiliği ve şovenizmi enjekte etti. Kışlada, camide, okulda, basında, halka hep bu ilacı enjekte ettiler. O kadar fazla enjekte ettiler ki, cenazede, maçta, düğünde, piknikte, asker yolcu etmede,  bayramda, hatta içki sofrasında neredeyse her kes  “kahrolsun …” deyip bayrak sallıyor.  Toplumun ruh hali o kadar çok bozulmuş ki, bazen kimin neye hizmet ettiği anlaşılmıyor. Son  günlerde meydana gelen birkaç olay toplumun ne derece hasta olduğunu gözler önüne sermektedir.

Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen “KAZI KAZAN ŞANS KARTLARI” (Devlet Kumarı)’nın üzerine Türkiye haritasını yerleştirerek, kartın  sol tarafındaki yani haritanın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin bulunduğu yere şans numaralarını  yerleştirmişler.  Şans numaralarını yakalamak için o bölgeyi kazımak gerekiyor. Bunu gören bazı “vatansever”ler “Vatan bölünüyor” diye, feryat ediyorlar. Ellerindeki tüm basın-yayın kuruluşlarını harekete geçirerek hayali bir “vatan haini” bulmaya çalışıyorlar. Çok sıkıştığında  ise,  “Müzik ruhun gıdasıdır” tesellisiyle, “Kendim ettim kendim buldum” şarkısını hep bir ağızdan söylemeye başlıyorlar.

Tüm bu olaylar olurken, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü,  emrinde çalışan bir personel tarafından “hakkında açılan soruşturma” gibi komik bir gerekçeyle odasında hunharca öldürülüyor.  Sanık güvenlik güçlerine teslim olurken, basının önünde “Bu gün benim en mutlu günümdür” diyerek bir de mutluluk pozları veriyordu. Şimdiye kadar bir çok önemli şahsiyetlerin cinayetinde izlediğimiz gibi, bunun da zamanlamasının  “tesadüfen olmuştur”  şeklindeki propagandasını yine o bilinen araçlarla  halkın belleğine  enjekte edeceklerdir. Çünkü, çıkar ilişkileri ve işbirliği içindedirler.

Irkçılık ve şovenizm toplumun seçilmiş vekillerinin de ruhuna o kadar işlenmiş ki, TBMM Bütçe-Plan Komisyonu’nda 2008 yılı bütçesi müzakere edilirken, DTP’li Üye Hasip Kaplan daha ağzından “Ordu, OYAK “ sözcükleri çıkar çıkmaz, başta AKP’li Komisyon Başkanı olmak üzere, CHP’li ve diğer  üyeler tarafından sözlü saldırıya uğruyor. Fiili saldırıya uğramamak için çaresiz Komisyon toplantısını terk ediyor. Yine Gomanweb Sitesi ile birlikte bir çok sitede yazıları yayınlanan Sayın Nil Demir Kazık  Kürdlere yakınlık gösterdiği için başına getirmedikleri  kötülük bırakmadılar. Bir kısım medya ise, bedeva mal bulmuş gibi bir reklam sabunu için çektiği  çıplak resimlerini hep ön plana çıkardılar. Sevgili Nil şu anda Zindana konulmuş durumdadır. Bu vesile ile de kendisine geçmiş olsun der, bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum.

Ülke’de borsa düşünce, esnaf ve emekçiler ödeme güçlüğü içine girince,  ya da Devlet’in önemli  kurumlarından herhangi  birinde  kriz çıkınca, bazen de uluslar arası diplomatik başarısızlıklar olunca, velhasıl baskıcı ve militarist düzen sıkışınca hep “bunların sebebi PKK Terör Örgütüdür” gibi yalan, yanıltıcı  bilgileri topluma enjekte ederek, rejimi köşeye sıkışmaktan kurtarmaya çalışıyorlar. Buradan hareketle, bazen  Kürtleri – Türkleri,  kimi zaman da Alevileri – İslamcıları birbirine karşı kışkırtarak,  Emevi  zulmünü  ve Osmanlı oyunlarını uygulamaya devam ediyorlar.

Öyle çapulcu hasta bir grup yaratmışlar ki, rejimin gerçek sahibi olduklarını iddia edenler bile zaman zaman  bunlardan rahatsız olmaktadırlar. Çünkü, ülkenin ve halkın önemli değerlerini kullanarak çok tehlikeli bir  oyun oynuyorlar.. Öyle ki, karşılarında devletin güvenlik güçlerini ya da benzer bir güç gördüler mi, o andaki duruma göre kutsal değerleri kullanıyorlar. Örneğin: Cami çevresinde ise, namaz saati olmasa da hemen namaza dururlar. Kışla, üniversite  ve benzeri yerlerde de, bayraklarla üstlerini kapatıp hemen İstiklal Marşı’nı okuyarak hazır ol durumda bekliyorlar. Tribünlerde ve meydanlarda ise, hem dini değerleri ve hem de milliyetçi değerleri bir araya getirerek kullanıyorlar. Hastalık hücrelerine o kadar işlenmiş ki, bazen bir düğünü bahane edip, içki sofralarında birbirleriyle mesajlaşarak, gecenin geç saatlerde arabalarına bayrakları bağlayıp, mahallelerde ve caddelerde  halkları “KAHR” ediyorlar.

Benim bu yazdıklarım bir analiz değil, bunları yazmak için toplum uzmanı olmaya da gerek yoktur. Çünkü, hepimiz  bu olayların canlı tanığıyız.Yönetimiyle, yöneticileriyle Türkiye ve “Kardeş” Pakistan’ın bir birine  çok benzediğini söylemek, herhalde abartılı olmaz. Gerçek demokrasinin işlemediği bir ülkenin yönetiminin adı cumhuriyet olması hiç bir işe yaramıyor.

Gerçek Demokrasinin uygulandığı ve halkların kardeşçe bir arada  yaşadığı, toplumu hasta etmeyen,  demokratik  bir cumhuriyeti oluşturmak için henüz zamanımız vardır. Ancak daha fazla geç kalmamalıyız. Çünkü, yarın çok geç olabilir.

24.11.2007

Mustafa Elveren – Emekli Öğretmen

E-POSTA:  elverenmustafa@hotmail.com

WEB:  www.gomanweb.com

E - POSTA İLE GELEN YORUMLAR

HAMZA FAKİ ÇUBUK: Kazı kazan düzeni, isimli makeleni okudum.Seninde çok iyi bildiğini  düşündüğüm konunun asıl özü olan emperyalist sömürü sistemini de yazıda işlemeliydin. bu şekli ile yazı bir ajite yazısından başka bir şey olmamış.şimdiye kadar gönderdiğin ileti şaklindeki tüm makalelerini okudum.Katılmadıgım yerlerde epey var.Bu son makaleni tamamen rettetmiyorum ama belirttiğim konuyuda yazı içinde öğütebilseydin yazın daha çarpıcı ve hedefini bulan bir yazı olurdu.Sömürülen ve emperyalist sistemin ağı içinde ne yapacağını veya ne yaptığını bilmeyen bir ülkede demokrasiden bahsedemeyiz(Bu durum daha geniş bir yazıda da ele alınabilir).Her şeye rağmen (ben kendim için söylüyorum) demokrasiyi elle tutulur hale getirmekte gerekiyor.Yani domokrasi dediğimiz bu kavramın içini dolduramayız.BU kavramın içini doldurabilmek demek te demokrasinin günlük yaşamda yerini alması gerekir.Bizim şu anda ülke olarak çektiğimiz sıkıntı emperyalist sömürü sistemi içinde ki yerimizi belirleyip bundan kurtulabilmenin yollarını tartışıyor olmamız gerekmektedir.Emperyalizm her türlü (madem kazı kazandan konu açıldı) kazıklama yöntemleri ile bizi kazıklarken,daha az acı duyarak nasıl kazıklandığımızın bilicine varmamızdır.
  Neyse ,çoktandır görüşemiyoruz. Görüşelim. Bunları görüştüğümüz de daha detaylı konuşuruz.  selamlar. Yazılarının devamını  bekliyorum. 

 

  Müzik-Video

Konuk Defteri

İletişim Formu