|
|
NASIL BİR ALEVİLİK? Mustafa Elveren Alevilik; ilerici, özgürlükçü, hoş görülü ve çağdaş bir yaşam veya inanç haline gelmedikçe, sadece cem evi söylemi çerçevesinde ele alınırsa, İslam’dan ya da İslam’ın herhangi bir mezhebinden farklı olmayacaktır. Aleviliği ister bir din olarak, ister yaşam biçimi olarak ele alalım, her iki durumda da ilerici, özgürlükçü ve hoş görülü özelliklerini koruması gerekir. Aksi halde Orta Çağ ve öncesi dinlerin bu günkü içine düştüğü çıkmazdan kurtulamayacaktır. Alevilik öğretisi, evrensel insan hakları kriterlerine çok uygun olduğunu söylemek mümkündür. Bu öğreti gereğince, militarist resmi ideolojiye, ırkçı ve dinci gericiliğe, kışla ve medrese zihniyetine karşı demokrasi güçleriyle birlikte hareket etmesinin şart olduğunu düşünüyorum. Eğer Cem evlerinde Kuran-i Kerim’den Arapça ayetler okunacaksa, islami kurallara göre cenaze törenleri yapılacaksa, namazın başka bir versiyonu olan göğsüne vurarak zikir yapılacaksa, “Ali şahımız, Muhammed Padişahımız” denilecekse, (Bu günkü cem evlerindeki durum böyledir), Diyanet İşleri veya Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından İmam niteliğindeki Dedeler maaş karşılığında bu kurumlarda görevlendirilecekse, o zaman Alevi olmaya, cem evi açmaya gerek var mıdır? Bunun adı İslam olur ve yeri de camidir. Zaten ülkenin her tarafında camiler doludur. Böyle bir durum AKP ve benzeri siyasal güçlerin de işine gelmektedir. Aynı zamanda resmi ideolojinin de çok işine yarayacağına hiç şüphem yoktur. Böylece Devlet “Bir taşla iki kuş vurmak”tadır. Şimdi bazıları bana; “Yahu, senin ateist olduğun gün gibi ortada, niye Alevilerle böyle ilgileniyorsun? Senin niyetin başkadır…” diyebilirler. Esasen benim amacım, ateistleri de içine alacak şekilde özgürlükçü inanç ve yaşam biçimini sağlayan bir Aleviliğin yeniden yorumlanıp, oluşturulmasıdır. Mesela, dört büyük dinin inanç sahiplerinin (Çünkü bunların Cami,kilise,havra,sinagog gibi ibadet yerleri vardır) dışında kalanlar için cem evleri olmalıdır. Cem evinde isteyenin dini inancına göre cenaze töreni yapılacağı gibi, bir ateistin de isteği doğrultuda cenaze töreni yapılmalıdır. Yani sevenleri ve taraftarları cenaze töreninde, şiirler okumalı, hatta savunduğu ideolojisinin sloganlarını ve marşını söyleme özgürlüğü olmalıdır. Bunun ne gibi sakıncaları olabilir? Bence hiçbir sakıncası yoktur. Aksine toplumu birbirine daha çok kaynaştırır. Bu, benim çok özlediğim bir inanç ve yaşam biçimidir. Acaba benim gibi düşünen kaç kişi vardır? Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de çok merak ediyorum. Dikkat ettiyseniz, muğlak ve aldatıcı sözcüklere hiç yer vermedim. Elastiki bir duruş göstermedim. Görüşlerimi net olarak ortaya koyduğumu sanıyorum. Eğer bu görüşlerin bilimsel temele dayandırması isteniliyorsa, Çok değerli yazarlarımızdan İsmail Beşikçi, Mehmet Bayrak, Faik Bulut ve Fikret Başkaya gibi yazarların bu konuda benzer görüşleri ortaya koyduklarını söylemekle yetineceğim. Esasen, her şeyden önce insan olmak ve insanlığa hizmet etmektir. Zaten Aleviliğin temel kurallarından bir tanesi de budur. Bu kuraldan hareketle, Alevilik öğretisini daha da geliştirilerek, ortak bir inanç ve yaşam biçimine dönüştürülebilir. Bu konuda henüz umudum vardır. Alevi kurum ve önderleri de bu konuda gerekli çalışmayı yapmalarını diliyorum. 02 / 12 / 2007 Mustafa Elveren (Em. Öğrt.) Haber Ekleme: Gomanweb E-POSTA İLE GELEN YORUMLAR Sayin Mustafa Elveren -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ne
yapılmasını istiyorsun ki Senin kişisel egolarına göre mi davranılsın Sen
Aleviliği zerre kadar biliyormusun ki acaba ! Evvela sen Aleviliği öğren
başkasının bize yardım etmek istemesine veya karışmasına zaten ben de anlam
veremiyorum ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- DİN ve Mezheplerde bir de Alevi gericiliği, Sayın M. Elveren Siz de biliyorsunuz din, mezhep ve bütün hayali inançlar insanların gelişmesini, önleyen bir opyum ‘’ uyuşturucu ilaç-beyni donduran’’ olduğunu siz de biliyorsunuz. NASIL BİR ALEVİLİK? ile ilgili yazınızı okudum. Aleviler kendilerini ''İmam-i Caver-i mezhebinde toparlamak istiyorlarsa, beyaz ile karayı birbirlerinden ayırtmalılar. tıpkı İslam’da dört mezhep gibi. Şayet kendilerini hala İslam dini medeniyetleri yakınlığını, akrabalığını görüyorlarsa dediğin gibi kendilerini maaşa bağlamalılar. Sonra İSLAM dininde İlahiyat eğitimine bağlamalı ve dini inanç İslam’dan geldiklerini kanıtlamalılar. Alevilerin son dönemdeki genel durumu diğer suni gericiliğinden geri kalmadığını ve hiçbir farkı olmadığını kanıtlayarak tehlikeli görüyorum. Alevilerin bugünkü konumu çok çarpıcı seslerden çatlak seslerden geliyor. Liderlerini doğru dürüst tanımıyorlar. Hangi milliyetlerden <ırktan>geldikleri şüpheler artıyor. M. Kemal’i Ulu önder olarak tanımaları ve evlerine asılan resmi yanında Ali’nin resmi. Ki, bu dini inanç oldukça çelişkili kapıları açıyor. Bir taraftan da merhum Kürd Lideri ‘’ Seyid Rıza’’ yı reddetmeleri de oldukça şansızlık. Bir çok toplantılarda sözde, Alevi ilericileri; eskiden Marksist-Leninist, Komünistlerimiz materyalizmden manevi din mefhumuna atamaları tarafımdan üzücüdür. Bütün dinlerin cinsi, şekli ne olursa olsun her biri opyum-uyuşturucu ve insanları tek yöne saptıran ‘’virüs’’ hastalığın ta kendisidir. Günümüzün yeni Model Alevicileri rüzgardan teoriler üreterek, yeni arayışlar irmesinde tarihin diyalektiğini sapıtarak çıkmazlar gölcüklerin içinde guruplar halindeler. Bir yaraya merhem ararken, bir taraftan da zehirli ilaçlarla Alevicilik ilkelerin önlerine kırmızı hat çekmekteler. Dersim katliamı doğrudan doğruya bir Kürd-Alevi katliamın olduğu dönemin en kanlı tarihidir. 1938 tarihi tüm Alevileri yürekten dağlamalıdır. Şu anda Alevilerin % 80 ni devletin Abidesi olan gerici, totaliter, otoriter, inkarcı, Sayın Mehmet Bayrak'ın Kürdoloji ve alevi kaynaklarında güzel alıntılar vardır. ikincisi Sayın İSMAİL BEŞİKÇİ ''ALEVİLER'' nereye adlı makalesini okumak zorundalar. İran’da Komeni liderliğinde bir İslam Cumhuriyeti kuruldu. Erdoğan ömrünü tırmandırarak Türkiye’de Türk İslam Cumhuriyeti kuracak. İlk ve son olarak da Aleviler M. Kemal Atatürk şapkası altında ülkesi, toprağı belli olmayan bir Alevi cumhuriyeti kurulacağına benziyor ama, bakalım bu din gericiliği nereye kadar devam edecek, bütün din ve mezheplerin mücadele nasibi bana değil, mücadele edenlere hayırlısı olsun. 02.12.2007 / Kutbettin Özer - KutbettinO@t-online.de ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- YA GERCEK ALEVILIK YADA GERCEK ALEVI OLMAK; Pir Sultan Abdallari, Sih Bedrettinleri, Sih Saitleri ve Alevilerin Piri Seyit Rizalar gibi onurlu insanlari alcakca ve hunharca imha eden zihniyetler;Gecenin karanliginda dogan ay ve yildizlar altinda KAN-KIN ve NEFRET Temelinde insa edilen zora dayali fasit ve Militarist bir sistemin bayraginin ve önderinin Cem evlerinin duvarinda bu sehitlerle yan yana aslilarak bu cati altinda cem tutup ibadet etmek;Ben buna ne Ibadet,Ne din ne de yasam kaynagi diyebilirim.Bu olsa olsa kendi özünde kacip, korkaklik ve sahtekarca ve onursuzca yasam olarak kabul ediyorum.Basta Köylüm,degerli Hocam Sayin Goman Web Genel yayin yönetmeni Mustafa ELVEREN``e ve sitemiz üyelerine sonsuz saygilarimla... 02.12.2007-LUGANO-ISFICRE- Salih GöCER www.mehotornu.ch "öZEL WEB GENEL YAYIN YöNETMENI VE SAHIBI" NOT: Salih Göçer'in bu yorumu HARGEP.com sitesinden aktarılmıştır. (ME) ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
|