ÇAMUR’DAN “HIZIR PAŞA SOFRASI”
Mustafa
Elveren – (Em.Öğrt.)
Yaklaşık
bir yıl önce (25.09.2006) ““Aleviler
Sağa Açılıyor” mu?” başlıklı makalemde şu tespiti
yapmıştım. “kendilerini alevi “babası” ya da “dedesi” olduğunu iddia eden
kaşarlanmış birkaç
politikacının ‘Yıllardır Sola
oy veren alevilerin sağ partilere açılacağı’ yönündeki demeçleriyle
süsleyerek Alevi Halkını yanıltmaya yönelik bir çalışmanın yapıldığı
anlaşılmaktadır. Alevi Yazar dedikleri Reha Çamuroğlu ise, zaten yıllardır
DYP’nin yönetici kadrosunda çalışan kişidir...”
O günlerde yaptığım tespit, maalesef bu gün hayata geçirilmektedir.
AK Parti
Milletvekili Reha Çamuroğlu’nun koordine ettiği, başta Cem Vakfı Başkanı
Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın güdümünde bulunan vakıf ve derneklerinin
katılımı ile 11 Ocak 2008'de Ankara Bilkent Otel'de Muharrem Orucu iftarı
yapılacağı, bu iftar yemeğine Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın da
katılacağı yönünde bilgiler basında yer almaktadır. Sayın Başbakan’ın
talimatıyla bu organizasyon oluşturulmuştur. Ak Parti yönetimi burada çok
kurnazca davranmaktadır. Devletin Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanları
düzeyinde katılımını gerçekleştirip, bir takım Alevi görünümündeki kişi ve
kuruluşları “Hızır Paşa Sofrası”na oturtarak, Aleviliği İslam’ın içinde
eritmektir.
Emevi
zülmüne karşı direnen Kerbela Şehitlerini anmak için yas tutanları ile
Ramazan iftarını yapanları aynı kefeye koymak, Aleviler’e hakarettir. Kürt
sorununu Kandil’e bomba yağdırarak, Alevi sorununu da Madımak Otelini
kebapçı lokantasına dünüştürmekle, Çamur’dan “Hızır Paşa Sofrası”nı
hazırlayıp Ramazan iftarlarını vermekle çözülemeyeceğini çocuklar bile
bilir. Artık çocukları dahi kandıramazsınız. Yol yakınken gelin bu yanlıştan
vaz geçiniz. Bu sorunlar ancak, Kürtlerin ve Alevilerin asıl kurum ve
kuruluşlarıyla birlikte gerçekçi projeler üreterek çözülmelidir. Kandil’e
bomba yağdırılması ve “Hızır Paşa Sofra”sının kurulmasını doğru okumamız
gerekir. Yani, Devletin de, Ak Parti’nin de Alevi ve Kürt sorunu için hiç
bir projesinin olmadığının kanıtıdır. Böyle Hızır paşalar oldukça, elbetteki
direnen Pir Sultan Abdallar da olacaktır. PSAKD Genel Başkanı Sayın Kazım
Genç’in dediği gibi “Pir Sultan Abdal’ın itleri Hızır Paşa’nın yemeğini
yemediler”. Hiç bir zaman da yemeyeceklerdir.
“Hızır
Paşa Sofrası”nı hazırlayan sözüm ona Alevi kökenli millet vekili AKP'li Reha
Çamuroğlu, Sivas olaylarının yaşandığı Madımak Oteli’nin müze yapılmasına da
karşı çıktığını söyledi. Türk Alevi -İslam sentezinden Doğan Çamur ile kendi
camilerinin ve kışlalarının duvarlarını sıvasınlar. Gerçek Alevilerin böyle
bir Çamur’a ihtiyacı yoktur.
24 Aralık
1978 tarihinde Devlet destekli faşist odaklar tarafından Maraş’ta yapılan
Alevi Katliamı ile Sivas’ta Madımak Otel’in içinde 33 canımızı
“Allah-Muhammed” adına yakanların dini ile gerçek Alevilerin hiçbir
ilgisi olamaz. Aynı şekilde sahte laikçi Kemalistlerle de zerre kadar ilgisi
olmamalıdır. Bir taraftan Medrese-cami kültüründen gelen yeşil
cüppeli-sarıklı-sakallı gericiler ile diğer taraftan asker geleneğinden
gelen siyah cüppeli-militarist-darbecilerin birbirleriyle dans ettiği bir
pistte bizler yer alamayız. Ancak, Tekke kültüründen gelen Alevilerin
öğretisi gereğince demokrasi güçleriyle birlikte hareket ederek, bu her iki
anlayışa karşı mücadele vermek durumundadırlar.
Bu
vesileyle 24 Aralık 1978’de yapılan Maraş Katliamı’nı kınıyor, şehitlerimizi
saygıyla anıyorum. Çamur’lu “Hızır Paşa Sofrası”na gerçek Alevilerin
katılmayacağını umuyor ve diliyorum.
18.12.2007
|