Panelde Yaptığım Konuşma Metnidir.
Mustafa Elveren – Em. Öğrt
Sayın Arkadaşlar,
Değerli Dostlar,
Konuşmama başlamadan önce
hepinizi, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
21. yüzyılın başlangıcında
onurlu bir Kürt barışını gerçekleştirmek büyük önem taşımaktadır.
Hiçbir savaşın sonsuza dek
süreceği Dünya tarihinde bu güne kadar görülmemiştir. Mutlaka her savaşın
sonunda bir barış olmuştur.
Çok yakın bir tarih kesitinde büyük trajediler
yaşadık. 30 bini aşkın insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan yerinden
yurdundan edildi, binlerce insan faili meçhule kurban gitti...
Barış ve düşünceyi ifade
etme özgürlüğü için çok bedeller ödendi. Başta bu uğurda hayatını kaybeden Ape
Musa olmak üzere, Sayın İsmail Beşikçi, Akın Birdal, Haluk Gerger, Fikret
Başkaya, Ragıp Zarakolu, Ragıp Duran ve ismini şu anda hatırlayamadığım onlarca
yazar ve aydın cezaevlerinde hapis yatarak bu bedeli ağır bir biçimde ödediler.
Leyla Zana, Hatip Dicle,Orhan Doğan ve Selim Sadak arkadaşlarımız hala
cezaevindeler.
Artık ülkemizde yoksulluk,
hapis, kan, gözyaşı, ölüm , işkence ve düşmanlık olmasını istemiyoruz
Artık ülkemize barış gelsin,
demokrasi gelsin istiyoruz.
Artık bu ülkede kürtlerin de
başka halkların da olduğu, eşit temelde ve anayasa güvencesi altında birlikte
yaşamak istediklerinin kavranılması gerektiğini hep birlikte haykırmak
istiyoruz.
Türkiye’nin önüne çok önemli
bir fırsat çıkmıştır. “Toplumsal Barış için Genel af” konusunun mutlaka dikkate
alınmasının gerektiğini, barışın çok önemli bir koşulu olduğunu, bununla
demokrasinin önününün açılacağının, aklı başında olan her vatandaşımızın
düşünmesinin gerektiğinin kanısındayım.
Kürt halkı çok anlamlı bir
slogan geliştirdi. “NE PİŞMANLIK NE DE DÜŞMANLIK.
Ne isyan ne bastırma ne
inkar; tersine karşılıklı birbirini anlama ve çözüme ortak çıkarlar temelinde
gitme, her halde bin yıldır birlikte yaşamanın da en anlamlı ve çağdaş sonucu
olarak kabul edilmek durumundadır Aşırı milliyetçi önyargıların bir tarafa
bırakılması, özgür yurttaş anlayışı, kültürel varlığa ifade özgürlüğü ve
demokratik siyaset kanallarının açık tutulması, demokratik cumhuriyet ve toplum
olmanın da gereğidir.
Kürt ve Türk emekçilerinin
barış ve kardeşliğini savunanlar, Kürtlerin demokratik hak ve talepleri için
mücadele edenlere yönelik inkar ve baskı politikaları sonucu binlerce insan
cezaevine doldurulmuştur.
Bugüne kadar çıkarılan
aflarla, çeteler, vurguncular, vergi kaçakçıları, dolandırıcılar, banka
hortumcuları, işkenceciler affedilirken, düşünce suçluları ve siyasi mahkumlar
bu afların dışında tutulmuştur.
Bugün demokratikleşme yolunda
somut bir adım atılması için siyasi bir genel affın çıkarılması zorunludur. Kürt
sorununun çözümü için ortaya atılan "pişmanlık yasası" siyasi bir genel af
ihtiyacının yerine geçemez
"pişmanlık yasası", sorunun
çözümüne hiçbir katkı sağlamayacaktır. "Pişmanlık yasaları" insanlık onuruyla
bağdaşmayan uygulamalardır
Soruna çözüm olmayan bu tür
uygulamalarda ısrar edilmemelidir. Sorunun gerçek çözümü için KADEK silahlı
güçlerini de içine alacak şekilde ayrımsız bir siyasi genel af çıkarılmalıdır.
Böyle bir adım Türkiye'yi
zayıflatmaz, aksine iç barışın önünü açacağı ve siyasi istikrara büyük katkı
yapacağı için ülkemizi büyütür, güçlendirir.
Türkiye'de çıkarını düşmanlık
üzerine kurmuş, maddi ve manevi olarak bundan beslenen çok istisna bir kesim,
fanatik bir kesim dışında herkes bu ülkede barış ve kardeşlik, huzur istiyor.
Yaşanan bunca sıkıntıdan
sonra yapılan hataların ortadan kaldırılması için kapsamlı bir affın çıkarılması
gerekiyor.
Gözaltı sorgulama tekniği,
işkence altında alınan ifadeler, adil yargılama ve savunma hakkının yerine
getirilmemesi, düşünce ve ifade özgürlüğü ile örgütlenme özgürlüğü önündeki
engeller, siyasi genel affın hukuki nedenlerini oluşturur.
Anayasal eşit ve özgür
yurttaşlık hakkının herkes için tanınmaması, farklı dil, kültür ve kimliklerin
kabul edilmemiş olması da siyasi nedenlerini oluşturur
Yaşanan siyasi gerilim ve
çatışmaların ağır sonuçları, Kürt sorunun çözümsüzlüğünün yıkımları, toplumsal
adalet ve barışın sağlanamamış olması ise affın toplumsal gerekçelerini
oluşturur.
Diğer taraftan toplumsal
barış ve adaletin gerçekleşmesi için ekonomik gerekçeler de vardır. Ekonomik
durgunluğun, yoksulluğun ve açlığın önüne geçilebilmesi, uluslararası mali ve
finans kurumlarına muhtaç olunması, siyasi bir genel affın ekonomik
gerekçelerini oluşturuyor
O nedenle siyasi genel af
çıkarılabilmesi sadece bu özgürlük gereksinimlerden değil, tüm toplumun ortak
gereksinmesidir.
Türkiye'deki temel sorunlar,
toplumsal barışın sağlanmasıyla aşılabilir. Yoksullukla mücadele ve ekonominin
istikrara kavuşması da toplumsal barışa dayalıdır.
Türkiye'de sağlanan toplumsal
barış ortamı bir şanstır, bunun iyi değerlendirilmesi ve Kürt sorununun çözümüne
yönelik ilk adımın genel siyasi afla atılması gerekir.
Bu duygu ve düşüncelerle
sizleri tekrar selamlıyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.27.06.2003
-
Mustafa Elveren